Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3591 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8133 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 22.03.2016 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu ...'nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 4.3.2010 tarihinde davalı ...'e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu ... vekili, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, takip konusu senetlerin mal karşılığı davacıya verilmesine rağmen alış-verişin gerçekleşmediğini, senetlerin vadesinden iki yıl sonra ve tasarruftan sonra takibe konulduğunu, dava konusu taşınmazın satışı konusunda amcası Kamil'e satış vekaleti verdiğini, taşınmazında amcası Kamil tarafından 2.3.2010 tarihli ön sözleşme ile 300.000 TL bedelle davalı ...'ye satıldığını, satış bedelinin 140.000 TL'sinin kapora alarak 2.3.2010 tarihinde kalan 160.000 TL'nin de 15.3.2010 tarihinde banka havalesi ile ödendiğini, davalı ... ile tanışmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, müvekkilinin babasının evlenme hazırlığında olan oğlu davalı ... ve diğer oğlu için iki ev aradığını, mütahitlik yapan borçlunun amcası......ile dava konusu taşınmazın satışı konusunda 300.000 TL'ye anlaştığını, satış bedelinin 140.000 TL'sinin 2.3.2010 tarihli ön sözleşme ile kapora olarak, kalan 160.000 TL'nin da 15.3.2010 tarihinde banka havalesi ile ödendiğini, taşınmazın halen müvekkili tarafından kullanıldığını, taşın-maza bitişik diğer evin de 24.11.2011 tarihinde müvekkilinin kardeşi tarafından alındığını iki kardeşin yanyana evlerde oturduğunu, borçluyu tanımadıklarını, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını, borcun dayanağı olan ticari ilişkinin davacı tarafından ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç bedeli arasında misli fark bulunduğu, davalı 3.kişi tarafından taşınmazın rayiç bedelinin ödendiğinin ispatlanamadığı, dava konusu tasarrufun İİK'nun 278/2 madde gereğince bağış hükmünde olup iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu 4.3.2010 tarihli tasarrufun iptali ile davacıya dava konusu takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak cebri icra yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olmasına, 2.4.2013 tarihli haciz tutanağının İİK'nun 105 maddesi kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olmasına göre davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazların reddi gerekmiştir.2-Mahkemece dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli olan 160.000 TL ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç bedel olan 400.000 TL arasında misli fark bulunduğu, rayiç bedelin ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.Davalılar vekilleri ve dinlenen tanıklar dava konusu taşınmazın 2.3.2010 tarihli ön sözleşme ile 300.000 TL'ye alındığını,satış bedelinin 140.000 TL'sinin kaparo olarak borçlunun vekili aynı zamanda amcası Kamil Soyoğlu'na 2.3.2010 tarihinde kalan 160.000 TL'nin de 15.3.2010 tarihinde banka havalesi ile borçluya ödendiğini beyan etmişler ve 15.3.2010 tarihli 160.000 TL'ye ait banka havale makbuzunu sunmuşlardır.Bu durumda Mahkemece davalılar .....ve ...... ile 2.3.2010 tarihli adi satış sözleşmesinde isim ve imzaları bulunan borçlunun amcası ... ile davalı 3.kişinin babası .....'in 2.3.2010 - 15.3.2010 tarihleri arasındaki banka hesap hareketleri istenerek gerektiğinde banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak 140.000 TL kaparonun ödenip ödenmediğinin tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açılanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...'e verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 21.3.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.