MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracın seyir halindeyken yol üzerinde bulunan rögar kapağının açık olması ve kapağın önüne konulan ve fark edilmesi olanaksız olan taşa çarpması sonucu sigortalı araç için müvekkilince 03.10.2013 tarihinde 7.371 TL hasar tazminatı ödendiğini, rögar kapağını açık bırakan ve önüne koruyucu işaret koymayan davalı belediyenin tam kusurlu ve sorumlu olduğunu beyanla, müvekkilinin ödediği miktardan 7.282,00 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, idari yargının görevli olduğunu, kazada müvekkilinin kusuru olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 7.282,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan kasko rücu istemine ilişkindir. Davacı vekili müvekkiline kasko sigortalı aracın yol üzerinde bulunan rögar kapağının açık olması ve kapağın önüne konulan ve fark edilmesi olanaksız olan taşa çarpması sonucu gördüğü hasarı tazmin etmesi üzerine, rögar kapağını açık bırakan ve önüne koruyucu işaret koymayan davalı belediyenin tam kusurlu ve sorumlu olduğunu beyanla davalı belediyeye karşı rücuen tazminat talebinde bulunmuştur.Karayolları Trafik Kanunu 10. maddesine göre yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak ve Belediyeler Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca, kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek belediyelerin görevleri arasındadır. Belediyelerin bu mecburi kamu görevi dolayısıyla meydana gelen zararlar, hizmet kusuru sonucu doğmuş zararlardan sayılacağından, bu tür tazminat davalarının çözümlenme yerinin de idari yargı mercii olması gerekir. Bu itibarla, idari yargı görevli olduğundan mahkemece HMK 114/2 maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.