MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-KARAR-Davacılar vekili; 15/09/2011 tarihinde evlerinin önünde oynayan ...'a sürücü ... sevk ve idaresindeki plakasız ve tescilsiz motorsikletin çarpması sonucu ağır şekilde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak koşuluyla kalıcı iş göremezlik nedeniyle 8.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacılar vekili, 02/12/2013 havale tarihli ıslah dilekçesi talebini 96.096,62 TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili; davaya bakmakta İstanbul Asliye Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davadan önce herhangi bir başvuru yapılmadığını, davanın tescilsiz ve plakasız araç işleteni/sürücüsüne ihbar edilmesi gerektiğini, tescilsiz ve plakasız araçlarla ilgili olarak davalının sorumluluğuna gidilemeyeceğini, bu aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi olup olmadığının araştırılması gerektiğini ve kazanın oluşumunda davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile 96.096,62 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 22/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazası nedeniyle sürekli işgöremezlik tazminatı tahsili istemine ilişkindir.Dosya kapsamına göre, mahkemece hükme esas alınan 01.10.2013 tarihli hesap bilirkişisi raporu davalıya tebliğ edilmemiş olduğu görülmektedir. T.C. Anayasası'nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" hükmü düzenlenmiştir. Yine 6100 Sayılı HMK'nın 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir. Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re'sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür. Bu husus da usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir.6100 Sayılı HMK'nın 280/1 maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü amirdir.Somut olayda, davalıya mahkemenin hükme esas aldığı hesap bilirkişi raporu tebliğ edilmeden davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporlarının davalıya usule uygun şekilde tebliğ edilmesi ve itiraz süreleri beklenerek davalının itiraz hakkını kullanması sağlanmak suretiyle savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalının itiraz ve savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devam edilmek suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre bu aşamada davalı sigorta şirketi vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.