Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3429 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16319 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:Davacı alacaklı vekili, ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/5383 sayılı takip dosyasından borçlu hakkında yürütülen takipte borçlunun borca yetecek malvarlığı bulunmadığının tespit edildiğini, davalı borçlunun borcun doğumundan sonraki bir tarihte adına kayıtlı taşınmazını raicin çok altında teyzesinin oğlu olan diğer davalıya sattığını, satışın muvazaalı yapıldığını ileri sürerek satışın iptaline verilmesini talep etmiştir.Davalı 3.kişi borçlu ile aralarında gerçek bir satış olduğunu, taşınmazı satın aldıktan sonra diğer hissedarlar ile birlikte 30.10.2011 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, satışın borcun doğumundan önceki tarihli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.Davalı borçlu vekili, geçici aciz vesikası bulunmadığından dava şartı noksanlığından davanın reddi gerektiğini satışın muvazaalı olmadığını, borcun doğumundan önce satış yapıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.Mahkemece iptale konu tasarrufun borcun doğum tarihinden önce yapıldığı borç tarihinden önce yapılan tasarrufların iptale tabi olmadığı davalılar arasında muvazaalı işlem olduğu yolunda bir kanaate ulaşılamadığı gerekçesiyle davanın reddine verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, İİK'nun 277.vd.maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Mahkemece iptale konu tasarrufun borcun doğumundan önceki tarihli olduğu gerekçesi ile davanın reddine verilmiş ise de davacı alacaklı vekilince borcun takibin dayanağı olan 11.03.2011 tarihli bononun tanzim tarihinden önce, borçlu ile aralarındaki aliminyum doğrama işinden kaynaklandığı ileri sürülmüş, buna dair 31.12.2010 tarihli belge sunulmuştur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, taraflardan da sorulmak suretiyle anılan belgedeki imzaların kime ait olduğu, davalı borçlunun belgede ismi geçen şirket ortağı veya yetkilisi olup olmadığı, borçlu yada yetkilisi olduğu şirket ile davacı alacaklı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı araştırılarak, gerekirse taraflara ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle borcun doğum tarihinin saptanması oluşacak uygun sonuca göre bir verilmesinden ibarettir. Bu hususlar gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 26/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.