Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 342 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13695 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve ihbar olunan ...A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkili idaresindeki araca davalının işleteni olduğu aracın çarpması sonucu yaralanmasına neden olduğunu belirterek çalışma gücü kaybı nedeni ve tedavi gideri nedeniyle 5.000,00.-TL maddi tazminatın ve 5.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır. Davalı ... vekili, kazanın oluşumunda davacının da kusurlu bulunduğu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu ve davacının % 5.1 oranında çalışma gücü kaybı olduğu kabul edilerek davanın kabulü ile çalışma gücü kaybı ve tedavi gideri nedeniyle toplam 40.223,90.-TL maddi tazminatın ve 5.000,00.-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili ve ihbar olunan ...A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-İhbar olunan ...A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dava, Borçlar Kanunu'nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.Davada davacı ve davalı olmak üzere iki taraf vardır. Mahkemeden, hakkının korunmasını isteyen davacı, bu hakkı inkar ya da ona tecavüz ettiği ileri sürelen de davalı olarak nitelenir. Bir davanın taraflarının kimler olduğu ise, dava dilekçesinde belirtilir. Demek ki, istemde bulunan kimsenin taraf olarak gösterdiği kişi usul hukuku yönünden taraftır. Eylemli olarak dava eden ve edilen, taraf sayılmıştır (... ...., Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. B., C. I,... 2001, s. 886). Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yalnızca taraflara hak sağlanabilmesi ve yükümlülük yüklenmesi ile verilen hükmün yalnızca davanın tarafları bakımından kesin hüküm teşkil etmesi nedeniyle davanın taraflarının belirlenmesi önem arz etmektedir. 6100 sayılı HMK'nin 61. maddesi gereğince taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. Ancak ihbar olunan kimse HMK’nin 61. maddesi vd. uyarınca davada davalı sıfatını kazanamayacağı gibi bu kişi aleyhine hüküm de kurulamaz. Somut olayda davacı yanın dava dilekçesi başlığı, içeriği ve istem bölümleri incelendiğinde davalı olarak trafik kazasında kazaya neden olduğunu ileri sürdüğü aracın işleteni olan ...'ın davalı olarak gösterildiği anlaşılmaktadır. Yargılama aşamasında dava ...A.Ş.'ye ihbar edilmiş, mahkemece yargılama neticesinde ihbar olunan ...A.Ş. aleyhine de hüküm kurulmuştur. Buna göre, aleyhinde davacı tarafından usulen açılmış ve harcı verilmiş bir dava olmadığı halde ihbar edilen ...A.Ş. aleyhine hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle ihbar edilen ...A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.951,65 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde ihbar edilen ...A.Ş'ne geri verilmesine 15.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.