Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3396 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13582 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : Serik İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/02/2012NUMARASI : 2011/68-2012/36Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı 3.kişi vekili, Serik 1. İcra Müdürlüğünün 2007/2797 sayılı takip dosyasından, davacıya ait işyerindeki makinenin 24.03.2011 tarihinde haczedildiğini, borçlunun davacı şirkette 15.03.2011 tarihine kadar sigortalı işçi olarak çalıştığını ve daha sonra ayrıldığını belirterek, İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, mahalde borçlu adına pek çok belge bulunduğunu, borçlu ve davacı şirket ortaları arasında fiili ve organik bağ bulunduğunu, davacı şirketin haciz baskısından kurtulmak için danışıklı olarak kurulduğundan haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlular, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, haciz adresinin davacı şirket adına kayıtlı işyeri olduğu, borçlunun şirket ortağı olmadığı gibi olsa bile ortağın borcundan dolayı şirket malının haczedilmeyeceğinden bahisle davanın kabulüne karar vermiş hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Takip dayanağı borç 20.05.2006 tanzim tarihli bonodan kaynaklanmaktadır. Borçluların adresinde daha önce 16.07.2007, 21.05.2009 tarihlerinde hacizler yapılmış ve daha sonra bu adrese çıkatılan tebligatlar iade edilmiştir. Bu tarihlerden sonra 02.07.2010 tarihinde borçulların diğer kardeşleri adına davacı şirket kurulmuş ve borçlulardan M.. K.. sigortalı olarak gösterilmiştir. Haciz mahalde bulunan belgelerde anılan şahıs tarafından imzalandığı görülmüş dinlenen davalı alacaklı tanıkları haciz adresindeki tüm işlerle anılan borçlunun ilgilendiğini belirtmişlerdir. Hacizli mala ilişkin herhangi bir mülkiyet belgesi de sunulmamıştır. Tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde, borçluların borcun doğumu, takip ve bir kısım hacizlerden sonra kardeşleri adına davacı şirketi kurarak fiilen faaliyetlerine şirket adı altında devam ettikleri yapılan işlemlerin alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik danışıklı işlem olup alacaklı yönünden bağlayıcılığı olmayacaktır. Bu nedenlerle, davacı 3.kişinin davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde kabulüna verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 11.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.