Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 339 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2979 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı ve davalı ... vekilince istenmiş, davalı ... vekilince duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen ....01.2013 Salı günü davacı ve davalı ........... Ltd. Şti tarafından gelen olmadı. Davalı ... vekili ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı ... vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili davalılardan ........... Şti.nin müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları ... takibi sırasında borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmadığını ancak alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazı diğer davalıya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir.Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece tasarrufun İİK.nun 280. Maddesi uyarınca iptale tabi olduğu ancak dava konusu taşınmazın cebri ... yolu ile borçlu davalının iradesi dışında satışı nedeniyle dava konusu ortadan kalktığından davalı ........... Şti. yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalı ...’ün ise davacı alacaklının ... takip dosyasındaki alacağının dava tarihindeki ulaştığı asıl alacak ve ferilerinden tazmin sorumluluğu altında tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu davanın önkoşulu ise, borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunmasıdır. Ön koşulun bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddede akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/... ). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötüniyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden .tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde .... kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Somut olayda mahkemece dava konusu taşınmazın bir başka alacaklı tarafından borçlu davalı aleyhine yapılan takip sonucu elden çıkmış olması nedeniyle borçlu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, üçüncü kişi konumundaki davalı ... yönünden davanın kabulü ile tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Davacı alacaklı tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmediği gibi borçlunun 45 RC 710 – 45 SF 659 – 45 SU 853 ve 45 SA 8206 plaka sayılı araçları üzerine haciz konulmuş, ancak değerleri belirlenmediği gibi bu hacizlerin akıbeti araştırılmamıştır. Ayrıca ... takip dosyası içindeki haciz tutanağının içeriği itibariyle İİK.nun 105. maddesinde belirtilen geçici aciz vesikası niteliğinde değildir. Bunun dışında dava konusu taşınmazın satışının yapıldığı ... takip dosyası getirtilerek yapılan cebri satış sonucu davalı ...’ün mal varlığında kalan bir para olup olmadığı araştırılmamış, dava konusu taşınmaz ile ilgili tapu iptal ve tescil davasının sonucu beklenilmemiştir. Bu durumda mahkemece alacaklı davacının kesin veya geçici aciz belgesi ibraz etmesi için kendisine süre verilmesi, borçluya ait olup haciz konulan ve yukarda plakaları yazılan araçların akıbetinin araştırılması, gerektiğinde bu araçların değerinin belirlenerek borcu karşılayıp karşılamayacaklarının irdelenmesi ve yapılacak araştırma sonucu borçlu davalının aciz halinin kabul edilmesi ya da kesin aciz belgesi ibraz edilmesi halinde işin esasına girilerek dava konusu taşınmaz ile ilgili Salihli .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/574 - 2012/495 sayılı tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinin beklenilmesi, ayrıca taşınmazın bir başka alacaklının borçlu davalı aleyhine yaptığı takip nedeniyle cebri ... yolu ile satıldığı Salihli .... ... müdürlüğünün 2009/5898 sayılı takip dosyasının getirtilerek cebri satış sonucu üçüncü kişi konumundaki davalı ...’ün mal varlığında kalan bir para olup olmadığının belirlenmesi, davalı ...’e kalan bir para olmadığı takdirde davanın konusuz kaldığı düşünülerek bu doğrultuda karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de üçüncü kişi konumundaki davalı ... tazminatla sorumlu tutulduğu halde tazminat miktarının hüküm yerinde gösterilmemesi ve davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilirken aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olan borçlu davalı hakkındaki davanın konusu ortadan kalktığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi ve borçlu davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 990.00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ...'e verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...'e geri verilmesine ....01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.