Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3367 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7517 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :.....Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacı vekili, 15.02.2012 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki ...... plakalı aracıyla davalıya ait olan ve yol üzerinde gelişigüzel park edilmiş römorka çarpması sonucunda davacının aracından maddi hasar meydana geldiğini ve davacının da yaralandığını, tarfik kazası tespit tutanağına göre davalının asli kusurlu olduğunu, davacının kusurunun olmadığının belirtildiğini, davacının 7.500 TL değerindeki aracını kaza sonrası ancak 1.000 TL'ye satabildiğini, 6.500 TL zarara uğradığını, ayrıca kazalı aracı için 200 TL park ücreti ödediğini belirterek 6.700 TL maddi, 3.300 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın kötüniyetli olduğunu, istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu, müvekkilinin maddi durumunun iyi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 1.320 TL maddi tazminatın 15/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, 1.000 TL manevi tazminatın 15/02/2012 gününden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.........Sulh Ceza Mahkemesi 2012/224 E. sayılı ceza yargılıma dosyasından kusur oranlarına ilişkin alınan bilirkişi raporunda davalı sürücü ... tamamen kusurlu, davacı sürücü ... ise kusursuz bulunmuştur. Mahkemece, kusur oranlarının belirlenmesi için aldırılan Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı 02/05/2013 tarihli raporda, davacı sürücü ...'ün %40 oranında kusurlu, davalı sürücü ...'in %60 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir. Mahkemece, Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi'nin raporunda belirtilen kusur oranlarına göre karar verilmiştir. Bilirkişi raporları arasındaki kusur oranlarına ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, çelişkilerin giderilmesi yönünde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, çelişki giderilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.2- Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.