Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3366 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18840 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Edirne 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/10/2010NUMARASI : 2009/176-2010/320Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı A.. B.. vekili ve davalı İ.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacı vekili, davalı İsmet'in sürücüsü olduğu cezaevi aracıyla, davalı Halil'in kullandığı pikapın kaza yaptığını, davacının eşi destek Serkan'ın ise sürücüsü olduğu araçla kaza nedeniyle yol üzerinde duran cezaevi aracına çarparak hayatını kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, 25.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketleri dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 152.000,00 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalılar H.. Y.., M.(Ç.) İnş.San.A.Ş. ve Z(TEB ) Sigorta AŞ hakkındaki davanın reddine, davalılar İ.. Y.., A.. B.. ve G Sigorta A.Ş. hakkındaki maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 25.929,18 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere), tazminat miktarına davalı Sigorta şirketi yönünden dava tarihinden ve diğer davalılar yönünden haksız fiil tarihi olan 5.7.2007 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalılar İ.. Y.. ve A.. B..'na yönelik manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 7.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 5.7.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı A.. B.. vekili ve davalı İ.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı A.. B.. vekilinin tüm, davacı vekili ve davalı İ.. Y.. vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma zararının tazmini istemine yönelik maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu eşin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.3-Davacı tarafın manevi tazminat istemi, davalı İ.. Y.. yönünden de kısmen reddedildiğine göre, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. tarifesinin 10. maddesi de gözetilerek kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı A.. B.. vekilinin tüm, davacı vekili ve davalı İ.. Y.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı İ.. Y.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davalı A.. B..'ndan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı İ.. Y..'a geri verilmesine 10.3.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.