Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3316 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16718 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.02.2015 Salı günü davacı ... vekili Av. ... ve davalı .... vekili Av. ... geldi, davalı taraftan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili ve davalı ... vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. Davacı vekili,davalı borçlu ....'nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 14.1.2009 tarihinde aralarında organik bağ bulunan davalı ...'a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.Davalı borçlu ... vekili, icra takibinin kesinleşmediğini,dava konusu taşınmazın üzerindeki ipotekle birlikte borca mahsuben davalı ...'ye satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili,dava konusu taşınmazı 210.000 TL bedelle aldıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunmadığı, davalı ...'ın kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması,borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması,iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir iyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.Somut olayda, mahkemece bedel farkı bulunmaması ve davalı ...'nin kötüniyetinin ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 26.9.2008 tarihli fatura ile doğduğu,borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği (itirazın iptaline ilişkin ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/1290 Esas 2010/940 sayılı 18.3.2011 tarihinde kesinleşen ilamı gereğince),alacağın gerçek olduğu,5.2.2009 tarihli haciz tutanağının İİK 105 anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu,iptali istenen tasarrufun takip konusu alacaktan sonra 14.1.2009 tarihinde yapıldığı,davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu 14.1.2009 tarihli tasarruf yönünden taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç bedel arasında misli fark bulunmadığı anlaşılmakta ise de gerek borçlunun savunması gerekse davalı ...'nin ....İcra Ceza Mahkemesinin 2009/78 Esas sayılı dosyasındaki 12.5.2009 tarihli savunmasından dava konusu satış işleminin borca mahsuben yapıldığını belirtmesi karşısında borca mahsuben yapılan taşınmaz devrinin mutad ödeme olmaması nedeniyle İİK'nun 279/2 maddesi gereğince,yine borçlu ile davalı ... arasında alacak borç ilişki bulunması,borçlu şirket temsilcisi ile davalı ...'nin aynı ilçe, aynı mahalle ve aynı ciltte nüfusa kayıtlı olmaları, aynı sitede komşu olmaları nedeniyle davalı ...'nin borçlu şirketin durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 280/1. madde gereğin de iptale tabi olması nedeniyle davanın kabulü ile dava konusu tasarrufun davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.