MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar vekili, davalının sürücüsü olduğu aracın, davacı ...'ün sürücüsü ve eşi davacı ...'nın yolcu olarak bulunduğu araca çarpması sonucu davacıların yaralandığını belirterek davacı ... için 3.023,00 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ... için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile manevi tazminat taleplerini davacı ... için 12.000,00 TL, davacı ... için 3.000,00 TL olarak azalttıklarını bildirmiştir. Birleştirilen davada, asıl davada davalı ...'nin kullandığı aracın davalı ...'ye ait olduğu, davalının işleten sıfatı ile sorumlu olduğu belirtilerek asıl davada talep edilen tazminat tutarları aynen talep edilmiştir. Davalılar vekili, dava konusu kazada bir yaralanmanın sözkonusu olmadığını, davacıların öncelikle sigorta şirketine başvurmaları gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ...'ın eşi diğer davacının yaralanmasından dolayı açtığı manevi tazminat davasının reddine, davacı ...'ın manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı ...'a verilmesine, davacı ...'ın maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 1.041,41 TL'nin olay tarihi olan 25.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı ...'a verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanma ve malul kalma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacı ...'daki yaralanmanın niteliği ve kusur oranı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı ... için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.2-Davacılar vekilinin sunduğu 02/06/2009 havale tarihli delil listesi ekinde maddi tazminat talebini oluşturan zarar kalemlerini belirtir bir liste bulunduğu, listenin incelenmesinde; kazada kırılan cep telefonu bedeli, haftalık bakıcı ve evde pansuman bedellerinin belirtildiği, bu harcamalara ilişkin faturalar ibraz edildiği görülmüştür. Hal böyleyken, mahkemece, bu zarar kalemlerinin karşılanması talebine yönelik olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir. 3-Bozma nedenine göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazları ile davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin sair temyiz itirazları ile davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılara geri verilmesine 23/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.