Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3195 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7163 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :.....Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, müvekkili adına kayıtlı ancak harici olarak satılmış ve teslim edilmiş aracın dava dışı üçüncü kişinin aracına çarpması sonucu anılan araçta meydana gelen ve davalı trafik sigortası şirketi tarafından ödendiği ileri sürülen tazminatın, kaza sırasında araç sürücüsünün aşırı alkollü olması nedeniyle davacıdan tahsili için davalı ........ tarafından yapılan ve kesinleşmiş olan icra takibinin, davalı ile aralarında yapılmış sigorta sözleşmesi olmadığından iptali ile davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı ... ... vekili, dava konusu aracın davacı adına kayıtlı olduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesinin davacı tarafından geçerli şekilde yaptırıldığına ve imzalandığına ilişkin bir delil sunulamaması karşısında davalının bu poliçeye dayalı olarak rücuen alacak talep etme hakkının bulunmadığı belirtilerek davanın kabulüne, davacı ... aleyhine... İcra Müdürlüğü’nün 2012/5940 sayılı dosyasında takibe konan toplam 4.654,95 TL’den dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesine dayalı rücuen tazminat alacağından dolayı yapılan ve kesinleşen icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.1-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işleteninin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. (kaza tarihinde yürürlükte olan) maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.Bu tür davalarda sigortacı 2918 sayılı KTK'nun 95. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B-4. maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir.Davalı ......kazaya neden olan aracın ZMSS poliçesini temin etmiş olup, poliçede sözleşmenin tarafı ve sigorta ettireni olarak görünen davacı ... aleyhine icra takibi yapmış, ödeme emri aracın icra takip dosyası arasında bulunan trafik kaydında gösterilen adreslerinden ikincisinde davacının aynı konutta oturan kızına tebliğ edilmiştir. Kazaya karışan aracın kaza tarihi itibariyle trafik sicilinde davacı ... adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Davacı vekili, aracın kaza tarihinden önce haricen satıldığını ve zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesinin müvekkili tarafından yaptırılmadığını ileri sürerek davalı ... şirketine borçlu olmadığını savunmuş ise de; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesinde, trafikte kayıtlı motorlu araçların her çeşit satış ve devirlerinin araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterce yapılacağı, noter tarafından yapılmayan satış ve devirlerin geçersiz olduğu düzenlenmiş olup, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının aracı kaza tarihinden önce yasalprosedüre uymaksızın harici olarak satıp teslim ettiği yönündeki savunması hukuki sorumluluğu kaldırmayacağından davacının 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. maddesi gereğince araç maliki, işleten ve sigorta ettiren sıfatıyla, sorumlu olacağı açıktır. 2-Öte yandan, 2918 sayılı KTK.nun 48. maddesinde; alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.Ayrıca Zorunlu Mali Mesuliyet Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.d (kaza tarihinde yürürlükte bulunan) maddesinde; tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağı ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)Somut olayda; trafik kazası tespit tutanağına göre, davalıya sigortalı aracın sürücüsü (dava dışı) ..... 2.15 promil alkollü olarak araç kullanırken tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet vermiştir. Dosyada kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği ve olayda alkol dışında başka etkenin de rol oynayıp oynamadığı yönünden nöroloji uzmanından alınan bir rapor da yoktur.O halde, mahkemece dosyanın trafik uzmanı, nörolog ve hukukçudan oluşan bilirkişi kuruluna tevdii ile kazanın oluş şekli, yol, hava vs. koşullar bir bütün olarak değerlendirilip kazanın salt (münhasıran) alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının ve zarar gören 3. kişi aracındaki gerçek zarar miktarının saptanması yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 14/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.