Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3186 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16399 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik (ZMSS) sigortacısı olduğu aracın davacı ...'in eşi, diğer davacıların babası ...'e çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, ıslahla birlikte davacı eş ... için 120.974,18 TL, davacı ... için 33.754,87 TL, davacı ... için 38.039,95 TL ve davacı ... için 41.539,97 TL olmak üzere toplam 234.308,97 TL destekten yoksun kalma tazminatının tüm davalılardan, davacı eş için 20.000,00 TL, diğer davacılar için 10.000,00'er TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan delillere göre, davacıların ıslah edilen maddi tazminat taleplerinin kabulüne, manevi tazminat taleplerinin davacı ... için 10.000,00 TL, diğer davacılar için 5.000,00'er TL yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... şirketi vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 1-) Mahkemece toplan??p değerlendirilen delillere, özellikle manevi tazminat talebi ile ilgili olarak hüküm kurulurken olayın meydana geliş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olay nedeniyle duyulan acı ve elemin derecesi ve B.K.nun 47.maddesindeki (6098 S.TBK md.56) özel haller dikkate alınmış bulunduğuna göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-) Davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde; Davacılar vekili müteveffanın ...'nden ve nakliye-kamyonculuk nedeniyle iki ayrı gelire sahip olduğunu bildirilmiş olup, mahkemece ilgili yerlerden getirtilen cevaplara göre müteveffanın asgari ücretin 8.63 katı oranında gelir elde ettiği varsayımına dayalı olarak düzenlenen hesap bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; müteveffanın kaza tarihindeki gelir durumuna ilişkin olarak dosyaya somut her hangi bir bilgi ve belge sunulmadığı ve mahkemece bu yönde yeterli bir araştırma ve inceleme yapılmadığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece, öncelikle davacı yanın bu yöndeki delillerini ibrazının sağlanması, ilgili sosyal güvenlik, vergi vs. kayıt ve belgelerinin getirtilmesi, ölenin kaza tarihi itibariyle sürekli ve net kazanç durumunun tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, kaza öncesi asgari ücret üzerindeki sürekli ve düzenli gelir olgusunun kanıtlanamaması halinde asgari ücrete göre hesap yapılması için bilirkişiden ek rapor alınıp varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, gelir durumu yönünden davacı tarafın tek yanlı ve soyut beyanına bağlı kalınıp, kaza tarihinde asgari ücretin 8.63 katı oranındaki gelir esas alınarak hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetli değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ... 'ne geri verilmesine 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.