Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3185 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16522 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...'ın ... Şubesinden 18.3.2009 tarihinde kullandığı bir yıl vadeli krediye karşılık davalı nezdinde Müşteri Kredi Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, kredi vadesi dolmadan murisin 28.11.2008 tarihinde vefat ettiğini, gerekli ödemeyi yapması için davalıya başvurunun sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, murisin kredi borcu ve fer'ilerinin davalı tarafından ödenmesini, ödeme yapılmaz ise 11.000,00 TL nın faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın aktif husumet ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.... vekili 28.2.2012 tarihli dilekçesiyle davaya davalı yanında müdahil olarak katıldıklarını ve murisin kredi borcu ödenmediğinden sigorta tazminatının müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, sigorta poliçesinin geçerli olduğuna ve ilgili kredi alacağından davalı ... şirketinin sorumlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.1-) Davanın dayanağını oluşturan sigorta poliçesinde ... ... Şubesi ... olarak gösterilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1329/1 maddesinde "üçüncü bir şahsın lehine yapılan hayat sigorta mukavelesinden hak ve menfaatleri sigortacıdan talep ve tahsil salahiyetinin doğrudan doğruya o kimseye ait olacağı" düzenlenmiştir.Somut olayda, sigorta sözleşmesinde menfaattar olarak gösterilen banka vekilinin davaya müdahil olarak katıldığı ve davacılar murisinin kredi borcu ödenmediğinden sigorta tazminatının müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir. Buna göre, ilgili bankanın davaya kayıtsız ve şartsız muvafakatinin bulunmadığı açıktır.O halde, mahkemece aktif taraf ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, kabul yönünden de, tespit şeklinde hüküm kurulması isabetli değildir.2-) Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ; Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23.02.2015 gününde Üye ... ve ...'ın karşı oyu ve oybirliğiyle karar verildi.