Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 315 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7770 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :..........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araçta meydana gelen 25.000 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalı idarenin yola dökülen yağı temizlememesi sebebiyle kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 3.400 TL'nın ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, kusuru kabul etmediğini kazanın karayolu şeridi dışında bankette meydana geldiğini, zaruri olmadıkça araçların banketi kullanamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.986,68 TL'nın ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili hizmet kusuruna dayanarak davalı ... aleyhinde dava açmıştır.Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan davalı ..., kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Olay idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan, zararın ödetilmesi istekleri 11.02.1959 günlü ve 17/15 sayılı YİBK kararının 2.bendi hükmünce, tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2.maddesi hükmü uyarınca, idare aleyhine idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerekmektedir.Somut olayda, davalı ... hakkında hizmet kusuruna dayanılarak dava açıldığından, mahkemece davanın HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 14/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.