Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3063 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16371 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu hakkında ....İcra Müdürlüğü'nün 2012/11356 sayılı takip dosyasından yapılan takipte borçlunun haczi kabil malvarlığının bulunamadığını, borçlunun takipten kısa bir süre önce kendi adına kayıtlı olan taşınmazın çok düşük bir bedelle diğer davalıya satarak devir ettiğini, bu satışın alacaklıdan mal kaçırma kasdıyla muvazaalı yapıldığını ileri sürerek satış işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece, İİK'nun 277 vd maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasında, borçlu hakkında rehin açığı belgesi, kesin aciz belgesi veya İİK'nun 105.maddesine göre tutulan haciz tutanağının gerekli olduğu, davacının dayandığı 6.3.2012 tarihli haciz tutanağının aciz belgesi niteliği taşımadığı, haciz mahallinde haczedilebilecek başka menkullerin de bulunduğunun anlaşıldığı, tutanakta haczi kabil başka mal olmadığına dair herhangi bir tespitin yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.Dava, İİK'nun 277 maddesine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalarda İİK'nun 277 maddesi gereğince borçlu hakkında kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması dava koşuludur. Mahkemece kesin veya geçici aciz belgesi bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de takip dosyasından 5.10.2012 tarihinde haczedilen 435 adet yem çuvalının 6.3.2013 tarihli hacizde yerinde bulunamadığı tespit edilmiştir. Keza, davacı alacaklı vekilince temyiz dilekçesi ekinde sunulan 3.6.2013 tarihli haciz tutanağında da borçluya ait adreslerde yapılan hacizlerde haczi kabil mal bulunamadığı saptanmıştır. Bu belge İİK'nun 105/2.maddesinde düzenlenen geçici aciz vesikası hükmünde olup aynı konunun 277.maddesi uyarınca alacaklıya iptal davasını açma hakkını vermektedir. Bu durumda mahkemece dava ön şartının gerçekleştiği kabul edilerek işin esasına girilip inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de; davalı borçlu ve 3.kişi davada vekil ile temsil edilmemesine karşın davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi de doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya geri verilmesine 20.2.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.