Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3044 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14436 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacılar vekili, davalı ...'in diğer davalı ....'den kiraladığı araç ile müvekkillerin 5 yaşındaki oğluna çarparak ölümüne sebep olduğunu, kazaya karışan aracın diğer davalı ... tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalandığını, müteveffanın ölümü ile anne ve babası ile kardeşinin destekten yoksun kaldıklarını belirterek 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 110.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı .... vekili, müvekkilinin kazaya neden olan aracı 8 ay süre ile kiraladığını, müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.  Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı ... ve oğlu ...'ya velayeten açılan maddi tazminat talebinin reddine, ... tarafından açılan maddi ve manevi tazminat talebinin açılmamış sayılmasına karar verildiğinden bu konuda herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına, ... için 15.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı ...'den tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı ...'in sürücüsü bulunduğu aracın sebep olduğu trafik kazası nedeni ile desteklerinden yoksun kalan davacılar, aracın sürücüsü, işleteni, zorunlu mali sorumluluk sigortacılarından destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemiştir. Davalılardan ... vekili, müvekkili tarafından kazaya neden olan aracın uzun süreliğine dava dışı kişiye kiralanarak müvekkilinin işleten sıfatının kalmadığını, sorumluluğunun bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece bu savunma üzerinde durulmamış ve diğer davalılar hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir. 2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı işletenin kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Somut olayda, 04.04.2009 tarihli kira sözleşmesinde kazaya neden olan araç davalı ... tarafından kiralanmış olup bu sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü halinde işleten sıfatının kiracıya geçtiğinin de kabulü, aksi halde davalı ... .'nin de işleten sıfatı ile sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Davalı ... , yargılama aşamasında aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüş, mahkeme tarafından bu konuda bir araştırma yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesi olup olmadığı, uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Her ne kadar davacı tarafından bu husus temyize konu edilmemişse de aleyhine tazminata hükmedilen davalı ...'in hükmü temyiz etmekte hukuki menfaatinin bulunması nedeniyle davalı ... 'nin işletenlik sıfatının devam edip etmediğinin araştırılıp ancak icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak sadece sorumlu olduğu tazminat miktarının tespitine yönelik taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere hüküm kurulması için kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 19/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.