MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın davacı ....'nin eşi, diğer davacıların da babası olan yaya ...'ya çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, davacıların destekten yoksun kaldığını, davalının başvuru üzerine yaptığı ödemenin zararı karşılamadığını ileri sürerek, eksik ödeme sebebiyle düzenlenen 31.5.2006 tarihli kısmi ibranamenin iptaliyle, ödenen miktar mahsup edildikten sonra kalan poliçe limitinden (21.010,00 TL.) fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 7.000,00 TL. maddi tazminatın faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne dair verilen hüküm, Dairemizin 21/01/2014 tarih 2013/294 Esas 2014/603 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece, uyulmasına karar verilen bozma ilamı, toplanan delillere göre; davanın kabulüne, taraflar arasında yapılan 31/05/2006 tarihli ibranamenin iptaline, 21.010,00 TL'nin 15/12/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı vekilinin bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekilince, bozma öncesinde 14.06.2012 tarihli ıslah harcı yatırılmaksızın Harçlar Kanunu 28. madde gereği ek harç alınmaksızın saklı tutulan 21.010 TL tutar üzerinden karar verilmesi talepli beyan dilekçesi verilmiştir. Davacı vekili, bozma sonrası yapılan yargılamada ise, 01.07.2015 tarihli celsede sözlü ıslah yapmış ve ıslah harcını yatırmıştır. Davacının bozma öncesi usulüne uygun harç yatırarak yaptığı bir ıslah bulunmamaktadır. HMK 177. maddesi 1. fıkrasında; ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği belirtilmiştir. Davacı için bozma sonrası sözlü olarak yapılan ıslah, zikredilen kanun maddesi uyarınca kabul edilemez niteliktedir. O halde, mahkemece bu sözlü ıslah beyanı uyarınca karar verilmesi isabetli değildir. Tüm bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenemeyeceğine göre diğer temyiz itiralarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.