Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3013 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2959 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :.......Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili, ...... plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 10/06/2012-10/06/2013 tarihleri arasında davalı ... adına trafik sigortalı bulunduğunu, sigortalı aracın 24/02/2013 tarihinde sürücü........'ın sevk ve idaresinde iken asli kusuru ile trafik kazasına sebebiyet verdiğini, ölümlü/yaralanmalı trafik kazası tespit tutanağı ile sigortalı aracın sürücüsü ......'ın ehliyetinin olmadığının ve aracı ehliyetsiz kullandığının tespit edildiğini, kazada hasara uğrayan......plakalı araç için 2.507,00 TL hasar tazminatının 16/05/2013 tarihinde müvekkili şirket tarafından.....'ye poliçe limiti kapsamında ödendiğini, zarar gören aracın hasar tazminatını ödeyen müvekkili şirketin ödediği tazminatı, sigorta sözleşmesinin karşı akidi olan davalı sigortalısından rücu etme hakkına sahip olduğunu beyanla 2.507,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, kendisi tarafından ödenen paraların düşülmeden asıl para üzerinden dava açıldığını, fazla isteme itiraz ettiğini, ödemelerinin düşülmesi ve kalan borcu için taksitler halinde ödemeyi kabul ettiğini, ödemesinin 630,00 TL olduğunu ve kalan alacağının 1.877,00 TL olduğunu, kalan bakiye borcunu davacı ile görüşüp taksitlendirme yapacağını savunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; dava dilekçesinin HMK.nun 114/c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle görev yönünden usulden reddine, görevli mahkemenin ....... Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rucuen tazminat istemine ilişkindir.30.04.2014 dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde, her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun'un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.6502 sayılı TKHK'nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun'un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Ancak somut olayda; dava tarihi 30/04/2014 tarihinde 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un ilgili maddeleri yürürlükte değildir. O halde dava tarihi itibari ile yürürlükte olmayan kanun maddesinin uygulanmasının söz konusu olamayacağı gözetildiğinde somut olayda davanın görülmesinde ticaret mahkemeleri görevlidir.Mahkemece her ne kadar somut olayda uyuşmazlık sigorta poliçesi nedeniyle sigorta şirketinin ödediği bedelin kazadan kaynaklanan halefiyet ilkesi ile Borçlar Kanununda düzenlenen haksız fiillere ilişkin düzenlemelere dayanmakta olup, sigortalısına yönelik tazminat istemine ilişkin olduğundan TTK 4. ve 5.maddeleri kapsamında davalardan olmayıp, 6502 sayılı kanunun 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden olup, davaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle usulden red kararı verilmiş ise de; mahkemenin dayandığı gerekçe kanunun yürürlük tarihinin 28/05/2014 olduğu gözetildiğinde yerinde değildir. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle görevsizlik kararı verilmiş olması doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.