Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2901 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14361 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacılar ve davalı ... vekilince temyiz edilmiş, davacılar vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.02.2015 Salı günü davacılar vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldiler. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacılar vekili; davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkillerinin desteği ...'in kullandığı motosiklete çarpması sonucu 5.10.2007 tarihinde meydana gelen kazada müvekkillerinin desteğinin hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla eş ... ve çocuklar .... ve ... için 5.000'er TL maddi, 25.000'er TL manevi, anne ... ve baba ... için 15.000'er TL manevi tazminatın (sigorta şirketi sadece maddi tazminattan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere) kaza tarihinde itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 5.10.2012 tarihli dilekçesi ile, talebini eş için 200.000, çocuk .... için 40.000, çocuk ... için 50.000 TL'ye yükseltmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili; davanın reddini savunmuştur.Davalı ... ve ... vekili; ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, davacıların desteğinin kazada asli kusurlu olduğunu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili, müvekkilinin aracını dava dışı ...'in kiracı sıfatıyla işletmekte olduğunu, diğer davalı ...'in ...'in işçisi olduğunu, müvekkili ...'in işleten sıfatı bulunmadığından davanın husumet yönünden reddi gerektiğini beyan etmiştir.Mahkemece; bilirkişi raporu benimsenerek, davanın kısmen kabulüne, eş ... için 95.065,45 TL, çocuk .... için 10.054,57 TL, ... için 7.029,24 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere dava, davalı ...'ten kaza tarihinden; eş ve çocuklar için 15.000'er TL manevi, anne ve baba için 10.000'er TL manevi tazminatın davalı ...'ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, işleten sıfatı taşımayan ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekili ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2918 Sayılı KTK'nun hükümlerine göre, trafik kaydı işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde "işleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 85. maddesinde ise "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araçların malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.Somut olayda, kazaya neden olan aracın 1.6.2006/1.5.2007 tarihleri arasında dava dışı ...'e kiralandığına ilişkin 26.4.2006 tarihli adi yazılı kira sözleşmesi ibraz edilmiş, sözleşme süresi bittikten sonra da kira ilişkisinin devam ettiği, kaza tarihinde de aracın ... tarafından kiracı sıfatıyla işletilmeye devam edildiği, davalı ...in de ...'in işçisi olduğu, 9.7.2008 tarihinde ... adına kesilen ceza fişinin de sözleşme ilişkisinin devam ettiğini ispatladığı ileri sürülmüş, mahkemece; kira ilişkisi kabul edilerek davalı ...'in işleten sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden dava reddedilmiştir.Kira sözleşmesinin geçerli olabilmesi için 3. kişileri bağlayıcı nitelikte ve güçte olması gerekir. Davalı ... vekili bu sözleşme gereğince müvekkilinin işleten sıfatının ve tazminattan sorumluluğunun bulunmadığını savunmuş, mahkemece bu konuda yeterli inceleme yapılmadan karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Bu durumda, mahkemece yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerde göz önünde bulundurularak, davalı ... adına trafikte kayıtlı araç dava dışı ...'e kiralandığına göre, tanzim edilen kira sözleşmesinin 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı ...'in işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 3-Dava dilekçesinde, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulması talep edilmiş olduğundan reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden davalı sigorta şirketi yararına vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.4-... tarafından vefat edenin yakınlarına bağlanan aylığın niteliği ve bağlanan aylığın rücuya tabi ödemelerden olup olmadığının belirlenmesi zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi için önemlidir. Davacıların desteğinin ne iş yaptığı, buna göre sosyal güvencesinin bulunup bulunmadığı ve desteğin ölümü nedeniyle davacılara ... tarafından rücuya tabi olan bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususundaki davalı vekilinin savunmaları değerlendirilmemiştir. Mahkemece davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın neden olduğu trafik kazasında vefat edenin eşine ve çocuklarına ... tarafından maaş bağlanıp bağlanmadığının, vefat edenin hak sahiplerine bağlanan maaşın rücuya tabi olan ve peşin sermaye değerli bir gelir olup olmadığının araştırılması, rücuya tabi olduğunun anlaşılması halinde, ...'ndan rücuya tabi ilk peşin sermaye değerinin sorularak hesaplanan tazminattan mahsubu için ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetli olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ... ve ...'ya verilmesine, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı ...'e geri verilmesine 17.2.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.