Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 29 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23654 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davacıya ait ambülans davalı ... yönetiminde iken meydana gelen trafik kazası sonucu aracın hasarlandığını, aracın diğer davalı şirkete kasko sigortalı olduğunu, davalı şirket ile hasar ödemesi konusunda anlaşma sağlanmasına karşın eksik ödeme yapıldığını ileri sürerek, 7.000,00 TL'nın faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı şirket vekili ile davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere göre, davalı ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı sigortacı hakkındaki davanın (aracın davalı sigorta şirketine verilmek koşulu ile) kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kasko sigorta sözleşmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.1.2. maddesi hükmü uyarınca "onarım masrafları, sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar ya da taşıt onarım kabul etmez ise taşıt tam hasara uğramış sayılır. Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur" hükmü öngörülmüş olup, bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere, davalı sigorta şirketi meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup, sigortalı araç hurdasını sigorta ettirenin kendisine verilmesi istenmedikçe, sigortacı tarafından davacı sigorta ettirenin uhdesinde bırakıp, hurda bedelini tazminattan düşmesi olanaklı değildir. Zira, kasko sigortasında aslolan amaç zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır. Davalı vekili, savunmasında (tam hasarlı) olarak değerlendirilen araç için belirlenen tazminatın ödendiğini, ancak, araç hurdasının sigorta ettiren davalı tarafından teslim edilmemiş olması nedeniyle hurda (sovtaj) bedelinin ödenmediğini, aracın müvekkili adına tescil işlemleri yapıldıktan sonra hurda bedelinin ödenmesine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.Somut olayda; davalı şirkete kasko sigortalı aracın trafik kazasında hasarlandığı açık olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın gerçek zarar miktarının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.HUMK.nun 275 (HMK.md.266) ve devamı maddelerine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda ihtisas sahibi kimselerin dinlenmesi ve rapor alınması gerektiğinden, mahkemece dosyanın yeniden seçilecek başka bir hasar uzmanı bilirkişiye tevdii ile sigortalı aracının markası, modeli, yaşı ve hasar durumu birlikte irdelenmek suretiyle, kaza tarihindeki koşullara göre tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik değilse; kazadan önceki(hasarsız haliyle) 2.el piyasa rayiç bedeli ile kazadan sonraki (hasarlı haliyle) sovtaj (hurda) değerinin ve buna göre araçta meydana gelen gerçek zarar miktarının tespiti yönünden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, oluşabilecek çelişkilerin giderilmesi, araç hurdasının kimde olduğunun sorulup araştırılması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek yukarıda açıklanan ilkeler ışığında varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle ve 6100 sayılı HMK'nin 294-297 maddelerine (1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddeleri) aykırı şekilde şarta bağlı hüküm kurulması isabetli değildir.SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 12.1.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.