Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2893 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 4453 - Esas Yıl 2005





Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden olayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı Erol vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili davalıya ait olan 35... 8547 plakalı araç sürücüsünün, müvekkiline ait olan 35... 5225 plakalı aracına çarparak trafik kazası sonucu hasara neden olduğunu, davalı aracın çalınmış olmasının işleten sıfatını sona erdirmeyeceğini iddia ederek toplam 3.121.500.000 TL. tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı A.... O Sigorta A.Ş. vekili Karayolları Trafik Kanununun 107. maddesi gereğince aracın çalınması veya gasp edilmesi halinde işletenin sorumlu olmayacağı durumlarda sigortacının da sorumlu olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı Erol vekili müvekkiline ait olan 35... 8547 plakalı aracın çalınmış olduğu sırada çalan kişinin idaresinde iken kazanın meydana geldiğini 107. madde gereğince müvekkilinin sorumlu olamayacağını ve istenen tazminat miktarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller, keşif, bilirkişi beyanları ve tüm dosya kapsamı gereğince davalı tarafa ait aracın çalınması veya gasp edilmesini önlemesi konusunda atfedilecek kusur bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı Erol vekillerince temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 107. maddesinde aracın çalınması veya gasp edilmesi halinde işletenin kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin aracın çalınmasında veya gasp edilmesinde kusurlu olmadığının ispat edilmesi durumunda sorumlu olmayacakları öngörülmüştür. Somut olayda anılan yasa hükmünde belirtilen önlemlerin davalı yanca alındığı anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı Erol vekilinin temyizine gelince; davalı tarafça yapılan yargılama giderleri hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm tesis edilmemesi isabetli görülmemiştir. Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA) ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 28.3.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.