Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2890 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12485 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı şirket hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için şirkete ait araçların şirket sahibinin oğlu diğer davalı ...'e devrettiğinden bu devirlere ilişkin tasarrufun iptaline verilmesini istemiştir.Davalılar ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, zamanaşımı süresinin dolduğunu, kesinleşmiş takip olmadığı ve aciz belgesinin olmadığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, dava konusu ... plakalı aracın 04.02.2008 tarihinden itibaren davalı ...'e ait olduğu, ... plakalı aracın ihaleden satın aldığından bu araçlarla ilgili davanın reddine, diğer ...-...- ... ve ... plakalı araçları devreden borçlu şirket sahibi ... ile araçları devir alan davalı ... ... baba- oğul olup, baba-oğul arasındaki tasarrufun iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Bu tür davalardan diğer dava koşullarının yanında, iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmesi ve borçlunun aciz halinde olduğunun belgelenmesi gerekmektedir.Somut olayda, takip konusu borç vekalet ücretine ilişkin olup, 23.06.2008 tarihinde açılan dava sonunda davalı borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Dava konusu tasarruflar ise 30.01.2008 ve 01.02.2008 tarihinde gerçekleşmiştir. Borcun doğum tarihinin vekalet ücretinin hüküm altına alındığı karara ilişkin davanın açıldığı 23.06.2008 tarihi olarak kabulü gerekir. Tasarruflar borcun doğumundan önce yapıldığından bu dava ön koşulu bulunmadığı açıktır.Öte yandan dosya içeriğinden borçlu hakkında alınmış bir aciz vesikası olmadığı ve İİK'nun 105.maddesi kapsamında yapılmış bir haczin de bulunmadığından bu dava koşulunun da gerçekleşmediği anlaşıldığından davanın ön koşul yokluğundan reddine vermesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 08/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.