MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu ...'nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla üzerinde benzin istasyonu bulunan taşınmazını 21.1.2010 tarihinde davalı ....'ne, anılan şirketin 3.9.2010 tarihinde davalı ...'a, onun da 31.1.2011 tarihinde davalı .....'ne sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline, bu talebin kabul edilmemesi halinde davalılar ....... ve ...'ın tazminatla sorumluluğuna karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu savunma yapmamıştır.Daval....... Vekili, aciz belgesi sunulmadığını, takip konusu çekin zamanaşımına uğradığını, davacı ile 2.3.2010 tarihinde bayılık sözleşmesi yaptıklarını, taşınmazı iyiniyetle ve bedelle aldıklarını, yatırım yaptıklarını daha sonra yine rayiç bedelle sattıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazı 417.800 TL bedelle ve iyiniyetle aldıklarını, bir yıl kullandıklarını daha sonra sattıklarını belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı ...... vekili, takip konusu alacağın zamanaşımına uğradığını taşınmazı iyiniyetle ve bedelle aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedelleri ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değerleri arasında misli fark bulunduğu, davalı borçlu ile 3.kişi ....... yönünden İİK'nun 280/3 maddesi gereğince tasarrufun iptali şartları oluşmuş ise de davacı ile adı geçen 3.kişi şirket arasında 2.3.2010 tarihinde dava konusu taşınmaz üzerinde bayilik sözleşmesi yapıldığı, davanın 11 ay sonra açıldığı, taşınmazın satın alınmasında muvazaalı işlem olmadığı, ayrıca davalı.....şirketinden sonraki alıcı davalılar yönünden 3.kişi olarak Borçlar Kanunu anlamında muvazaalı olduğu da ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsiz bulunmamasına,davacı tarafından davalı 4.ve 5.kişinin kötüniyetli olduğunun ispatlanamamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-İİK'nun 280/son fıkrasına göre ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir.Somut olayda dava konusu taşınmaz üzerinde benzinlik olduğu dolayısıyla 21.1.2010 tarihli tasarrufun ticari işletme devri niteliğinde olması nedeniyle İİK'nun 280/son madde gereğince iptale tabi olduğu,davalı 3.kişi şirket dava konusu taşınmazı elden çıkardığından ve davacı tarafından davalı 4. ve 5.kişinin kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalı 3.kişi şirket hakkındaki davanın İİK'nun 283/2.madde gereğince bedele dönüşmesi nedeniyle davacının dava konusu takip dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak 333.936 TL tazminatın davalı ......'nden tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ...... 8.3.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.