Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2849 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22815 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:Davacı vekili rehin alacaklısı olduğu davalıya kasko sigortalı aracın hasarlandığını belirtip rehin alacağına karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.000,00 TL hasar bedelinin ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kabulü ile 25.000,00 TL’nin 03.06.2009 dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalının 32.500,00 TL tutarında olan kasko sigorta poliçesi kapsamında sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2.Dava, rehin alacaklısı tarafından kasko sigorta şirketi aleyhine açılan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacının rehin alacaklısı olduğu aracın davalı ... şirketine kasko poliçesi ile sigortalı olduğu ve araçtaki hasarın poliçe yürürlük süresi içinde meydana geldiği uyuşmazlık konusu değildir. Mal sigortaları türünden olan Kasko Sigortası Genel Şartlarının teminat kapsamını belirleyen A.1.maddesine göre, gerek hareket ve gerekse durma halinde iken sigortalının veya araç kullananın iradesi dışında ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüsü sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan 6102 Sayılı YTTK'nun 1409/1 ve 1410.maddeleri uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1410.maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değilde sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin KSGŞ'nın A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.İlkeler yukarıda anlatıldığı şekilde olmakla birlikte; sigortalı KSGŞ'nın 1.5.maddesi ve YTTK'nun 1446. maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir husus sanki bu oluşan rizikonun teminatı içinde imiş gibi ihbar ederse ispat külfeti yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçer. Sigortacı, rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde oluştuğunu, hasarın sigorta teminatı dışında kaldığını soyut iddialarla değil somut delillerle kanıtlamalıdır.Somut olayda, dosya kapsamına göre davacının rehin alacaklısı olduğu araç hasarlı şekilde çekici ile 18.01.2008 tarihinde aracın sahibi olduğunu söyleyen bir erkek tarafından emniyet garajına bırakılmış ve aracın sahibi gelmeyince araç üzerinde haciz olduğundan 2008 yılının 6. ayında araç muhafaza altına alınmıştır. Davacı, davalı ... şirketine gönderdiği 12.09.2008 tarihli ihtarname ile aracı uzun süre arayıp bulamadığını, daha sonra ...’nda bir garajda olduğunu ve garaj sahibinin araca hasar vermekten yargılandığını duyduğunu, araç üzerinde rehin hakkı bulunduğunu belirterek hasar bedelinin tarafına ödenmesini talep etmiştir. Davacı vekili, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/17 değişik iş sayılı tespit dosyasında 03.02.2009 tarihli dilekçesi ile halen emniyet garajında bulunana aracın hasarının tespitini talep etmiş, aynı tarihli tespit tutanağında aracın bazı şahıslar tarafından parçalanırken polis tarafından yakalanıp buraya getirildiğini, şahıslar hakkında ceza soruşturmasının devam ettiğini, aracın şanzımanının mevcut olmadığını, camlarının kırık olduğunu, tekerleklerinin sökülüp yerine eski lastikler takıldığını, aracın yürür hale gelmesi için ne kadar masraf gerektiğinin hesaplanmasını istemiştir. Tespit raporunda araçta 25.641,00 TL hasar olduğu, bunun dışında aracın emniyet garajında beklemesi nedeniyle 1375,00 TL yedek parça, 2.700,00 TL işçilik masrafı gerektiği bildirilmiştir. Herne kadar davacı vekili, aracın parçalanması sebebiyle ceza soruşturması yapıldığını ileri sürmüşse de bununla ilgili belge ve bilgiye rastlanmadığı gibi davacı vekili de daha sonraki beyanlarında bu konuda bilgisi olmadığını ifade etmiştir. Araç üzerinde kayden ve fiilen hacizler bulunmaktadır. Hacze konu takip dosyaları getirilip incelenmemiştir, takip dosyasının alacaklısının kim olduğu, araç malikinin borçlu olup olmadığı, araç malikinin ve rehin alacalısı davacının fiili hacizden haberinin olup olmadığı, haberinin olması halinde davalıya neden geç ihbarda bulunulduğu, davacının araç üzerinde yapılan haciz nedeniyle istihkak iddiasında bulunup bulunmadığı, icra takibindeki haczin borçluya ve davacıya örnek 103 tutanağıyla bildirilip bildirilmediği hususları anlaşılamamaktadır. Eksik incelemeyle hüküm kurulamaz.Bu durumda mahkemece öncelikle araç üzerine konulan hacizlerle ilgili takip dosyalarının mercilerinden getirtilmesi, daha sonra yukarıda izah edilen hususlarda inceleme yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı lehine BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.