MAHKEMESİ :..........Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili; davalının maliki olduğu aracın alkollü sürücü .......... sevk ve idaresinde iken dava dışı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, trafik kazası tespit tutanağına göre davalı araç sürücüsünün alkollü olarak ve tam kusurlu olarak hasara sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, karşı araçta oluşan 2.424,00 TL hasar tazminatının 01/08/2012 tarihinde aracın sigorta şirketine ödendiğini, halefiyet ilkesi gereğince davalı aleyhine.......... İcra Müdürlüğünün 2013/16365 Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalının bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini belirterek, davanın kabulü ile davalının haksız itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; usulüne uygun yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.Mahkemece, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, zorunlu trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91–101. maddelerinde zorunlu mali mesuliyet sigortası düzenlenmiştir. Bu sigortanın amacı trafik kazaları nedeniyle 3. kişilerin uğrayacakları zararların kolayca temin edilmesini sağlamaktır. Bu sigorta işleteni değil, aracı takip etmektedir. Zorunlu mali mesuliyet sigortası işletenin Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere yapılmaktadır. KTK’nın 91. maddesinde, işletenlerin bu kanunun 85/1. maddesine göre sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, aynı yasanın 94. maddesinde, sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorunda olduğu, sigortacının sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihi itibariyle 15 gün içinde fesh edebileceği, sigortanın fesih tarihinden 15 gün sonrasına kadar geçerli olacağı, aynı Yasa’nın 95. maddesinde ise, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği, ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurulabileceği hükümlerine yer verilmiştir. Bu bakımdan olay tarihini kapsayan zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesinin varlığı halinde KTK'nın 95/2. maddesi gereğince sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin poliçenin iptal edildiği, geçersiz olduğu bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığı gibi haller sigortacı tarafından 3.kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesinin sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre tazminatın kaldırılmasını ve indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Yukarıda açıklanan yasa hükümlerine göre, davacı sigorta şirketi ile davalı arasında ZMSS poliçesi düzenlenmiştir. Aracın kazadan 1 gün önce satılması nedeniyle işleteni değişmiş olup, sigorta poliçesi fesh edilmemiştir. Bu durumda davacı sigortacının, sigorta poliçesinin tarafı ve akidi bulunan davalıya karşı dava açmakta hukuki yararı söz konusudur. Somut olayda, davacı sigorta şirketi, sigortalı aracın alkollü sürücünün kullanımında iken alkolün etkisi ile kazanın gerçekleştiğini, bu sırada zarara sebebiyet verdiğini iddia etmiştir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4/d maddesi uyarınca, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay, yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından meydana gelmiş ise, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı bulunmaktadır.Bu durumda mahkemece, davacı sigorta şirketinin, sigorta ettiren konumundaki davalıya rücu imkânının bulunduğunun kabulü ile işin esası incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.