Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2778 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16233 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:Davacılar vekili, davalıların sürücüsü, maliki ve trafik sigortacısı olduğu otobüsün 04/06/2010 tarihinde müvekkillerinin eşi/babası olan yaya ...'ya çarparak ölümüne sebep olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davacılar için ayrı ayrı 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan, davacılar için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminatın davalı araç maliki ve sürücüden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı .... vekili, 07/03/2012 tarihinde davacı eş ...'ya 17.183,58 TL, davacı çocuk ...'a 2.096,69 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiği savunarak, davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, kazada davalı sürücü ...’in %20 oranında, müteveffa yaya 'ın %80 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı çocuk ...’ın maddi tazminat talebinin reddine, davacı eş ... için 1.288,69 TL maddi tazminatın davalılardan (davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden itibaren), davacı eş ... için 3.000,00 TL, 3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.'nun 4. Maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacıların vefat edene yakınlık dereceleri ve diğer hususlar gözetildiğinde takdir olunan manevi tazminatın düşük olduğu görülmüş ve davacılar için hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.4-Davacılar vekili dava dilekçesinde tazminata olay tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesini talep etmiştir.Davalı ... kazaya neden olan aracın trafik sigortacısıdır. 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları'nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Eğer başvuru yoksa dava tarihinden itibaren faiz işletilmelidir. Somut uyuşmazlıkta davacılar vekili kazadan hemen sonra, davadan önce davalı ... şirketine başvuruda bulunulduğunu iddia etmesi karşısında, mahkemece, hasar dosyası getirtilip sigorta şirketine başvuru tarihi araştırılarak tespit edilecek temerrüt tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması gerekirken, davadan önce başvuru yapılıp yapılmadığı araştırılmadan davalı ... şirketinin dava tarihinden itibaren sorumlu tutulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 322,18 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ... 'den alınmasına 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.