MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2013/41-2013/288 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalı D.. M.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları aracın, 05.06.2005 tarihinde neden olduğu trafik kazası sonucunda, müvekkillerinin desteği Nihat E..'in yaşamını yitirdiğini belirterek, davacıların her biri için 500,00 er TL maddi ve davacı eş için 40.000,00 TL manevi, diğer davacıların her biri için de 30.000,00'er TL manevi tazminat olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi ve toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuştur. Davacılar vekili tarafından 11.02.2010 tarihli ıslah dilekçesi verilmiş ve maddi tazminat istemi, yargılama sırasında düzenlenen bilirkişi raporu doğrultusunda artırılmıştır. Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulü ile davacı eş için toplam 130,795,00 TL, çocuk Ertem için toplam 46.647,00 TL, çocuk Eylem için 1.054,00 TL, çocuk Egemen için 5.367,00 TL maddi tazminata, davacıların manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulü ile davacı eş için 15.000,00 TL, diğer davacılar için 10.000,00 er TL manevi tazminata karar verilmiş; bu kararın, davalı D.. M.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nce, yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile davalı D.. M..'nün, davacı eş için toplam 116.456,00 TL, çocuk Ertem için 32.308,00 TL, davacı Egemen için 4.251,73 TL maddi tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmiş; karar, davacılar vekili ile davalı D.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacılar vekili ile davalı D.. M.. vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazına gelince; Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen ilk kararda; maddi tazminat isteminin kabulü ile davacılar yararına toplam 183.863,00 TL maddi tazminata karar verilmiş, davacıların manevi tazminat istemleri ise kısmen kabul edilerek toplam 45.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Bu karar, davalı D.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nce; karar, "a) Sigorta şirketi tarafından davacılara ödenen tazminatın ödeme tarihinden hesaplama tarihine kadar yasal faiz oranı üzerinden güncelleştirilerek indirilmesi gerektiği, b)harçtan muaf olan davalı D.. M..'nün karar ve ilam harcından diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulmasının doğru olmadığı" gerekçeleriyle davalı D.. M.. yararına bozulmuştur. Davalı D.. M.. vekilinin karar düzeltme istemi de aynı Daire tarafından reddedilmiştir. Yerel mahkemece, bozma kararına uyulmuş ve bozma ilamı doğrultusunda hesaplama yapılması amacıyla bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bu ek bilirkişi raporunda; sigorta şirketi tarafından davacılara ödenen tazminatın güncelleştirilerek indirilmesi sonucunda davacıların toplam zararının 153.015,73 TL olacağı belirlenmiştir. Yerel mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalı D.. M.. yönünden maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile toplam 153.015,73 TL maddi tazminatla sorumluluğuna karar verilmiş, diğer davalılar İlsev G..ve M.. K.. yönünden ise maddi tazminat isteminin aynen kabulü, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile yine bozmadan önceki kararda hükmedildiği gibi toplam 183,863,00 TL maddi ve 45.000,00 TL manevi tazminatla sorumlulukları yönünde yeniden hüküm kurulmuştur. Karar, davacılar vekili ile davalı D.. M.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu oluşabilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla; kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. "Usuli kazanılmış hak" kavramı ise, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş usul hukukunun vazgeçilmez ana temellerinden olup bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve uyulması zorunlu olan hakkı ifade eder. Somut olayda; mahkemece, bozmadan önce verilen kararda, tüm davalılar yönünden toplam 183.863,00 TL maddi tazminata karar verilmiş; karar, davalılardan D.. M.. vekilinin temyiz istemi üzerine adı geçen davalı yararına bozulmuştur. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrasında, davalı D.. M.. yönünden toplam 153.015,73 TL maddi tazminata, diğer davalılar yönünden ise yine önceki kararda olduğu gibi toplam 183.863,00 TL maddi tazminata karar verilmiştir. Her ne kadar, yerel mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda ilk kararı temyiz etmemiş olan davalılar bozmadan yararlandırılmamış ve bozma kapsamı dışına çıkılmamışsa da bu davalılar yönünden önceki kararda hükmedilen miktarlarla yeniden icrai nitelikte hüküm kurulmuş ve davalı taraf yararına vekalet ücretleri de yeniden belirlenmiştir. Oysa ki, bozulan ilk karar, davalılardan İlsev G.. ve M.. K.. tarafından temyiz edilmemiş; temyiz isteminde bulunmayan bu davalılara ilişkin hüküm bölümü maddi ve manevi tazminat ile vekalet ücretleri yönünden usulen kesinleşmiş ve davacılar yararına da usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Şu durumda; mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davalılar İlsev G.. ve M.. K.. yönünden " haklarında verilen ilk karar, kesinleşmiş olduğundan yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına" biçiminde karar verilmesi gerekirken, adı geçen davalılar yönünden yeniden icrai nitelikte hüküm kurularak karar verilmesi ve onlar yararına ilk karardakinden daha fazla vekalet ücreti takdir edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalı D.. M.. vekilinin diğer temyiz itirazına gelince; bozma ilamına uyulmakla, bozma ilamı lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşur ve bozma ilamının gereğinin yerine getirilmesi gerekir. Bu durumda; mahkemece, uyulmasına karar verilen Yargıtay 4. Hukuk Daire'sinin bozma ilamının (2/b) sayılı bendinde açıklanan bozma nedeninin gereği de yerine getirilerek, Harçlar Kanunu’nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olan davalı D.. M..'nün, harçla sorumlu tutulmaması gerekirken, yine bozulan önceki kararda olduğu gibi davalı D.. M..'nün de diğer davalılar ile birlikte harçtan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı D.. M.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bente açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına bozulmasına, (3) sayılı bentte açıklanan nedenle davalı D.. M.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı D.. M.. yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 27.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.