Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 267 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 18192 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R- Davacı vekili, 19.11.2013 tarihinde........plakalı aracın davalıların sorumluluğundaki logar kapağını fark etmeyerek..... isimli şahsa çarparak yaralanmasına sebep olduğunu, bu aracın müvekkili şirket tarafından trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin bu kaza nedeni ile 20.317,97 TL ödemek zorunda kaldığını, bu nedenle ödenen 20.317,97 TL'nin 11.06.2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline talep etmiştir. Tensiple görevsizlik kararı verildiğinden davalı tarafa dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.Mahkemece, davaya konu uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK’nin 4. ve 5. maddeleri gereğince Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılmasının gerektiği davada mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1483/I. maddesinde sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere, faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş, aynı yasanın 4/I-a maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus" Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı..... TTK anlamında tacir olmasına karşın ...... plakalı hususi aracın sahibi sigortalısı gerçek kişidir. Bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.