Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı T……. H…… Bankası A.Ş. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle: 4389 sayılı Bankacılık Yasasının değişik 14/5 maddesinde yer olan aciz belgesi aranmayacağına ilişkin hükmün Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun banka yöneticileri hakkında açtığı tasarrufun iptali davalarında uygulanacağı diğer kişiler aleyhine açılan iptal davalarında aciz belgesinin aranması 21.1.2002 tarihli haciz tutanağının geçici veya kesin aciz vesika niteliğinde olmadığının kabul edilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı T.H…… Bankası AŞ. tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaları elinde geçici (İİY 105 md) yada kat'i (İİY 143.md) aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir. Somut olayda mahkemenin bankacılık yasasına göre davacı bankanın aciz belgesi olmadan işbu davayı açabileceğine dair 17.6.2005 günlü hükmü Yüksek 15.Hukuk Dairesince aciz belgesi olmadan davacı bankanın dava açamayacağı gerekçesiyle bozulmuş ve mahkemecede bozmaya uyulmuş ise de maddi yanılgıya dayalı olan bozma ilamı lehine olan davalı taraf yönünden usuli kazanılmış hak doğurmaz. Diğer yandan 19.10.2005 tarihinde kabul edilen ve 1.11.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanununun geçici 13. maddesinde kamu bankalarınında aciz belgesi olmadan tasarrufun iptali davalarını açabilecekleri geçici 16.maddesinde de bu değişikliğin makable Şamil (geçmişe yürüyeceği) olacağı öngörülmüştür. Bu durumda davanın ön şartı olan geçici veya kesin aciz belgesi bulunması zorunluluğu ortadan kaldırıldığından davanın esası incelenip hüküm tesis olunmalıdır. Kabule göre de dava şartı yokluğundan dava red edildiğine göre karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi hükümlerine göre maktu vekalet ücreti yerine nisbi vekalet ücreti verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 19.12.2005 gün ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 140. maddesi gereğince davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 19.7.007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.