Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2522 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3422 - Esas Yıl 2007





Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı, davalı T.Ş., K.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı vekili, 22.2.2000, 6.9.2000, 27.9.2000, 19.10.2000, 27.11.2000 tarihli kredi sözleşmelerinin müşterek müteselsil borçlu ve kefili sıfatıyla müvekkili bankaya 19.2.2001 takip tarihi itibariyle 150.000Dolar ve 310.000DEM karşılığı 201.877.400.000-TL'sı borcu bulunan davalılardan K.Ş.'nun hakkındaki icra takibini karşılıksız bırakmak amacıyla 166 ada 16 parselde 1/2 hissesine sahip olduğu taşınmazı 5.10.2000'de 16.500.00YTL bedelle davalı ve aynı zamanda eşi T.Ş.'na onun da taşınmazın tamamını 15.12.2000 tarihinde 18.000.00YTL bedelle davalı İ.G.'e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline ve cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan K. ve A.vekili, mahkemenin görevine ve yetkisine itiraz ederek dosyanın Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesini, davacının bu taşınmaz dışında Bodrum, Şişli ve Amasya'daki taşınmaz için de aynı dilekçe ile dava açtığından tarafları ayrı olan davaların ayrılmasını, müvekkili K.un dava konusu 16 parseldeki taşınmazın 1/2 hissesini davalı eşine, davalı Talin'in 1/2 kendi hissesiyle müvekkilinden satın aldığı 1/2 hisseyi 15.12.2000'de 78.000.00YTL'ye İris'e sattığını, borcun bir kısmının ödendiğini, tüm davalıların iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı İris Gülbenk vekili, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli ve yetkili olduğunu, müvekkilinin borçlu ile değil borçlunun eşi ile hukuki ilişkide bulunduğunu, taşınmazı 15.12.2000 tarihinde rayiç bedeli olan 78.000.00YTL'ye aldıklarını, müvekkilinin iyiniyetli 4.kişi olduğunu, diğer taşınmazlarla ilgili olarak açılan davanın ayrılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı T.Ş. tebligata rağmen savunma yapmamıştır. İşbölümü itirazıyla dosya kendisine gelen yerel mahkeme dava konusu taşınmazla ilgili dosyayı tefrik etmiş, bozma ilamı gereğince iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu gereğince, 4.kişi durumundaki davalı İ.G.'in kötüniyetli olduğu davacı tarafından ispatlanamadığından davalı İ.G. hakkındaki davanın reddine, davada 3.kişi durumundaki T.Ş. dava konusu taşınmazı elinden çıkardığından bu şahsın alacak ve fer'ilerini geçmemek koşulu ile taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki bilirkişi tarafından belirlenen 78.000.00YTL'yi satış tarihi olan 15.12.2000 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıya ödemesine karar verilmiş, hüküm davacı, davalı T.Ş., K.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemiyeceğine göre, davacı ile temyiz eden davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-) Davalı T.Ş. vekili, müvekkiline Tebligat Kanunun 35.maddesi gereğince yapılan tebligatların usulsüz olduğunu belirtmiş ise de dava dilekçesinin 10.10.2003 tarihinde adı geçen davalının savcılık araştırması sonucu abisiyle birlikte oturduğu evde gelinleri E.T.'a tebliğ edildiği yine davacının temyiz dilekçesinden haberdar olarak kararı süresi içerisinde temyize cevap dilekçesiyle temyiz ettikleri anlaşıldığından davalı Talin vekilinin tebligatla ilgili temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 3-) Somut olayda hakkında borç ödemekten aciz belgesi bulunan davalı borçlu K.Ş., borcun doğumundan sonra 5.10.2000 tarihinde dava konusu taşınmazda sahibi olduğu 1/2 hisseyi davalı aynı zamanda eşi Talin'e, Talin de borçludan satın aldığı 1/2 hisse ile kendisine ait 1/2 hisse olmak üzere tamamını 15.12.2000'de davalı 4.kişi İ.G.'e 78.000.00YTL bedelle sattığı uyuşmazlık konusu değildir. İİY'nun 278/1. maddesi hükmüne göre borçlu ile eşi Talin arasındaki 1/2 hissenin satışına ilişkin 5.10.2000 tarihli tasarruf bağışlama niteliğinde olup iptale tabidir. Tasarrufa konu taşınmaz 3.kişi Talin tarafından elden çıkarıldığından İİY'nın 283/2.maddesi hükmü gereğincede dava bedele dönüşmüştür. Mahkemece yerinde yapılan keşifte taşınmazın tasarruf tarihindeki değerinin 78.000.00YTL olduğu bilirkişi raporunda açıkça belirtilmiştir. Bu durumda davalı Talin'in borçludan satın aldığı 1/2 hisseye karşılık gelen 39.000.00YTL tazminatla sorumlu tutulması gerekirken kendi hissesinin satışı karşılığı elde ettiği bedeli de kapsayacak şekilde sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi hükmedilen miktara faiz yürütülmüş olması da doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı Talin vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar T. ve K.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine, 17.7.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.