Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2482 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18057 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Denizli 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/06/2013NUMARASI : 2011/33-2013/221 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu otobüsün, davacı Adem'in kullandığı kamyonete çarparak ağır şekilde yaralanmasına neden olduğunu, müvekkilinin malul kaldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tamamen kusurlu olduğunu, davacı Burcu'nun, mağdurun eşi olduğunu, davacı Azem'in ise mağdurun kardeşi olduğunu belirterek davacı Adem için 10.000,00 TL sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatı ve 1.000,00 TL tedavi giderinin tüm davalılardan ile davacı Adem için 125.000,00 TL, davacı eş Burcu için 50.000,00 TL, davacı kardeş Azem için 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatı taleplerini 306.778,15 TL'ye, tedavi gideri taleplerini 13.210,00 TL'ye yükselttiklerini bildirmiştir. Davalı E...AŞ vekili, ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, tedavi giderlerinin 6111 sayılı yasa kapsamında olduğundan sorumluluklarının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Davalılar M.. K.. ve E.. S.., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Davanın kısmen kabulüne, 306.778,15 TL işgöremezlik tazminatının olay tarihi olan 29.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (Sigorta şirketi poliçe limiti olan 150.000,00 TL ile ve 01.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı A.. K..'a verilmesine, davacı A.. K..'ın tedavi ve bakım giderlerine yönelik maddi tazminat davasının davalı E.. Sigorta A.Ş. yönünden feragat edildiğinden feragat nedeniyle reddine, davacı A.. K..'ın tedavi giderlerine yönelik maddi tazminat davasının davalılar M.. K.. ve E.. S.. yönünden kabulü ile 13.210,00 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 29.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar M.. K.. ve E.. S..'tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı A.. K..'a verilmesine, davacı A.. K.. için 60.000,00 TL, davacı A.. K.. için 10.000,00 TL, davacı B.. K.. için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 29.04.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar M.. K.. ve E.. S..'tan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketi, davacı A.. K..'ın kullandığı araca çarpan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, kaza tarihi itibariyle bedeni zarar halinde kişi başına teminat limiti 175.000,00 TL'dir. Hal böyleyken, mahkemece, davalı sigorta şirketinin bedeni zarar halinde kişi başına teminat limitinin 150.000,00 TL olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 3-818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacı B.. K..'ın eşi davacı A.. K..'ın %100 oranında malul kalması nedeniyle nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı B.. K.. için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda çok az manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 24.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.