Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2427 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15559 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacılar vekili, davalının zorunlu mali mesuliyet trafik sigortacısı olduğu aracın, müvekkillerinin desteği ...’e çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutmak suretiyle eş ... ile oğulları ..., .... ve ... için toplam 15.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; yargılama sırasında davasını, davacı eş ... için 84.094,21 TL, davacı çocuk ... için 1.067,84 TL ve davacı çocuk ... İçin 10.138,17 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili, dava dışı sigortalının olayda kusuru olmadığından sorumluluklarının olmadığını, aksi kabul edilse dahi sorumluluklarının teminat limiti ile sınırlı olduğunu ve temerrüde düşürülmedikleri için olay tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... Yönünden açılan davanın reddine, diğer davacılar ..., ... ve ... yönünden açılan davanın kabulüne, davacı eş ... için 84.094,21 TL, davacı çocuk ... için 1.067,84 TL ve davacı çocuk ... İçin 10.138,17 TL destek tazminatının temerrüt tarihi olan 24.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.2-Dava, trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacı taraf, trafik kazası sonucu desteğin öldüğünü ileri sürerek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş, buna göre de Av. ... tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda, davacı ...’in kaza tarihinde 18 yaşını ikmal ettiği için destek tazminatı alamayacağı bildirilmiş, diğer davacılar yönünden ise yaya olan desteğin kusuruna göre indirim yapılması ya da yapılmaması halinde davacı eş ... ile davacı oğulları ... ve ... için ödenmesi gerektiği belirtilen hesaplanan rakamlar ayrı ayrı ve alternatifli olarak bildirilmiştir. Mahkemece davacı ... dışındaki davacılar yönünden, yaya olan desteğin kusuru oranında indirim yapılmadan hesaplanan rakamlar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1 maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “ işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1.maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kişin ölümü yada yaralanması halinde, ölen yada yaralanan kişiye izafe edilen bir kusur var ise, bu kusurun hespalanan tazminattan indirilmesi gerekir. Başka bir deyişle; davalı sigorta şirketi, desteğin yada kazazedenin kusuru düşüldükten sonra hesaplanan tazminat mikatarını, poliçe limiti dahilinde karşılamak zorundadır. Bu halde, somut olayda, desteğe kusur izafe ediliğine göre, mahkemece desteğe düşen kusur oranında tazminattan indirim yapılan hali ile tazminata karar vermek gerekirken, yazılı şekilde desteğe izafe edilen kusur oranı düşülmeden yapılan tazminat hesabına göre karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı sigorta vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 10.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.