Davacı ... ile davalı ... arasındaki dava hakkında, ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 18/07/2013 gün ve 2013/51-2013/5 sayılı hükmün, Dairemizin 11/02/2014 gün ve 2013/19681-2014/1578 sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde temlik alacaklısı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü; Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın kazada hasar gördüğünü ileri sürerek iş kaybı tutarı 30.000 TL, değer kaybı 20.000 TL ile 125.000 TL araç hasarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, aracın ... 'ye rehinli olması nedeniyle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Asli müdahil .... vekili, müvekkilinin 588.512,62 TL alacağının bulunması nedeni ile rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattıklarını ileri sürerek davaya müdahale ile, tazminatın icra dosyasına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 116.979,00 TL tazminatın, 02/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak temlik alacaklısı ....'ye,... İcra Müdürlüğünün 2011/4296 Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere ödenmesine, artan kısım olursa davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairemizce verilen 11/02/2014 gün ve 2013/19681-2014/1578 sayılı ilamda; "... Somut olayda, dain mürtehin sıfatı bulunan ve menfati olan banka, tazminatın tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında .... tarafından 24.05.2013 tarihinde alacak ....'ye temlik sözleşmesi ile temlik edilmiştir. Mahkemece, duruşma günü temlik alana tebliğ edilmiş, temlik alan ise kararın verildiği duruşmaya katılmadığı halde mahkemece temlik alan lehine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 150. maddesinde “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.” düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemece, karar oturumunda duruşmaya katılmayan temlik alan .... hakkında HMK'nın 150. maddesi gereğince işlem yapılması gerekirken işin esasına girilerek temlik alan lehine yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verildiği belirtilmiştir. Temlik alacaklısı ... vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla dosyanın yeniden yapılan incelemesinde; Her ne kadar Dairemizce, yukarıda yazılı gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de; gerek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi ve gerekse Dairemizin istikrarlı uygulamasında rehin hakkı sahibinin davaya kayıtsız şartsız muvafakat etmemesi halinde sigorta ettirenin aktif dava ehliyetinin bulunmadığı kabul edilmekte, açılan kasko tazminat davaları davacının aktif dava ehliyetinin yokluğundan red edilmektedir. Eldeki davada da rehin hakkı sahibi ... sigorta tazminatının kendisine ödenmesini talep etmiş olup bu halde davacı sigorta ettirenin aktif dava ehliyeti bulunmadığından davacının davasının bu yönden reddi gerekmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan gerekçe ile hükmün bozulması davacı lehine olmayıp kararı temyiz etmeyen davalı sigorta şirketi lehine olacaktır. Yerel mahkemece bozma ilamına uyulması halinde rehin alacaklısı ile temlik alacaklısı hakkında HMK'nun 150 maddesi hükümleri uygulanırken, rehin hakkı sahibinin muvafakatının bulunmaması nedeni ile tazminatın davacıya ödenmesi yönünde davacı lehine karar verilmesi de mümkün olmayacaktır. Halbuki yerel mahkemenin bozma ilamına konu kararı ile davacı, temlik alacaklısı lehine hükmolunan tazminat kadar rehin alacaklısına olan borcundan kurtulmuş olacaktır. Açıklanan nedenlerle, kararın bozulmasında temyize gelen davacının hukuki yararı bulunmadığından davacının temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 11/02/2014 gün ve 2013/19681-2014/1578 sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının ONANMASINA, tashihi karar peşin harcın karar düzeltme isteyen temlik alacaklısı ...'ye geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 3,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 09/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.