Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu Ahmet Özgür'ün alacaklısından mal kaçırmak amacıyla Kütahya Alipaşa mahallesi 67 Ada 36 parseldeki miras hissesini 14.3.2006 tarihinde kardeşi davalı Münevver Ergüz'e sattığını, Kütahya Alipaşa Mahallesi 67 ada 34 parseldeki miras hissesini de 6.12.2006 tarihinde davalı Hasan Özmal lehine gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yaparak tapuya şerh ettirdiğini belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline, 11.6.2006 vade tarihi itibarıyla 37.000.00YTL alacağın yasal faiziyle birlikte tahsiline, kabul edilmemesi halinde tapudaki satış bedelleri 37.000.00YTL'den aşağı olmamak üzere bilirkişi tarafından belirlenecek bedellerin davalılardan yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Münevver Ergüz vekili tasarrufun borçtan önceki tarihte yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı Hasan Özmal vekili, müvekkilinin davalı borçludan 300.000.00YTL alacaklı olduğunu, alacağını teminat altına almak amacıyla satış vaadi sözleşmesi yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı Ahmet Özgür savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre davalılar Ahmet ile Münevver arasındaki tasarrufun borçtan önce yapılmış olması, diğer davalı Hasan Özmal lehine yapılan satış vaadi sözleşmesinin taşınmaz üzerine haciz konulmasına engel teşkil eder bir işlem olmadığı kanısıyla davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir 1- Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle gerektirici nedenlerle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle borçlu ile Münevver arasındaki tasarrufun borçtan önce yapılmış olması ve davacı tarafından borcun tasarruftan önce doğduğu iddia ve ispat edilememesi nedeniyle dava konusu 67 ada 36 parsel yönünden davanın reddi yerinde görüldüğünden davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- İİK 279. maddesine göre borcunu ödemiyen borçlu tarafından hacizden veya mal bulunmaması sebebiyle acizden veya iflasın açılmasından evvelki bir yıl içinde kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhler iptale tabidir. Aynı yasanın 280. maddesi gereğince de borçlunun kötüniyetle yaptığı tasarruflar 3. kişi tarafından biliniyor veya bilinmesi gerekiyorsa yine iptale tabidir. Somut olayda davalı borçlu; davalı Hasan lehine dava konusu 67 ada 34 parseldeki miras hissesini 6.12.2006 tarihinde gayrimenkul satış sözleşmesi ile satmış ve tapuya şerh ettirmiştir. Mahkemece davalı Hasan lehine yapılan satış vaadi sözleşmesinin taşınmaz üzerine haciz konulmasına engel teşkil etmeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de tapu siciline şerh verilen şahsi haklar tapu sicilinin aleni olması itibariyle tapuda yapılacak her türlü işlemde üçüncü şahıslara karşı öne sürülebileceğinden mahkemenin bu görüşüne katılmak mümkün değildir. Bu tür tasarruflar iptal davasına konu edilebilir. O halde borcun doğumundan sonra yapılan 6.12.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesinin diğer deliller ve İİK'nun 279. ve 280. maddeleri ile birlikte incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 5.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.