MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkiline ait aracın davalı ... nezdinde kasko sigortalı olduğunu, anılan aracın 02.10.2012 tarihinde ağır hasarla sonuçlanan trafik kazası yaptığını, davalı ... şirketince 23.419,17 TL hasar oranı belirlendiğini, 19.000 TL ödeme yapma konusunda davalı ile anlaşma yapıldığını, daha sonra davalının poliçeyi iptal ederek tazminat ödemeyi kabul etmediğini, bunun üzerine başvuru yapılan Sigorta Tahkim Komisyonunca 25.06.2013 tarih ve 2013/1199.5 esas ve 2013/1214 karar sayılı kararı ile lehlerine karar verildiğini, davalı tarafça karar doğrultusunda araç pert değeri olarak müvekkiline 13.000 TL ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin hasar dosyasının açılma tarihinden bir ay sonra olan 02.11.2012 tarihinde alması gereken hasar bedelini ancak 2013 yılı Temmuz ayında elde ettiğini, dokuz ay araçsız kaldığını, ayrıca aracın tamiri için fazla bedel ödediğini, araç ihtiyacını özel taksilerle giderdiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5000 TL maddi tazminatın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, aracın kullanılmamasından kaynaklanan taksi ücretlerinin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, aracın pert durumda olup onarılabilecek durumda olmadığını, bu halde araç mahrumiyeti zararının talep edilmesinin mümkün olmadığını, talep edilen bedelin de faturalarla belgelenmesi gerektiğini, tahkim yargılaması sonucu araç hurdası davacıya bırakılmak suretiyle hüküm altına alınan bedelin müvekkilince davacıya ödendiğini, aracın piyasa değerini davacıya ödeyen müvekkili şirketten tamir bedelinin istenmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Mahkeme karar gerekçesinde, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilen 25.06.2013 tarih ve 2013/1199.5 esas ve 2013/1214 karar sayılı karara davacı tarafça itiraz ileri sürülmemiş olduğu, bu halde davalının kesin hüküm savunmasına değer vermek gerektiği" denilmek suretiyle kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı alacaklının temerrüt faizi miktarı ile karşılanamayan malvarlığı zararlarının munzam zarar olarak tazmin edilebilmesi için, varlığını ve miktarını ispatın kural olarak alacaklıya ait olduğu, alacaklının temerrüt faizini aşan zararını inanılır, kesin ve net bir şekilde ispat etmesi gerektiği, Yargıtay yerleşmiş içtihatlarına göre, munzam zararın kanıtlanması yapılırken iddia edenin, geç ödeme sonucunda zararın meydana geldiğini, doğan zarar ile geç ödeme arasında uygun sebep-sonuç ilişkisi bulunduğunu ortaya koyması gerektiği, soyut bir iddianın munzam zararın varlığı için yeterli olmadığı, hususları tartışılmadan yukarıda belirtildiği şekilde ve hatalı gerekçe ile hüküm kurulmuş ise de, sonuç itibarı ile davanın reddine dair verilen karar isabetli olup, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün gerekçesi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine 12.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.