Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2225 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 470 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, dava dışı Sibel Güngör'ün sürücüsü ve işleteni olduğu aracın yaya geçidinden geçmeye çalışan davacıya çarptığını, kaza nedeniyle davacının yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü, kendi işlerini yapamaz hale geldiğini, yaya geçidinde bulunan ışığın her iki tarafa (yaya ve sürücülere) yeşil yandığı için sinyalizasyon sisteminin bakımından sorumlu olan davalının kazada asli kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bakıcı gideri ve iş göremezlik tazminatı olarak 1.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini 10.720,5l TL olarak ıslah etmiştir.Davalı vekili, kusuru kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, 10.720,51 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına ve hükme esas alınan kusur raporunun oluşa uygun olmasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.TC Anayasası'nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" hükmü düzenlenmiştir. Yine HUMK.nun 73. maddesi (HMK'nın 27. maddesi) uyarınca "kanunun gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikce hükmünü veremez". Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re'sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.Somut olayda Mahkemece, davacı yayaya çapan aracın sürücüsü ......... ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı ....... aleyhine yine davacı ... tarafından açılan ...... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/450 esas sayılı dosyasında alınan maluliyet raporu ve aktüer raporu göre hüküm kurulmuş, ayrıca aktüer raporu ve maluliyet oaranının tespitine ilişkin rapor alınmaksızın karar verilmiştir. ........ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/450 esas, 2013/57 karar sayılı dosyasında iş bu dosyanın davalısı olan........ taraf olmayıp, taraf olmadığı davada alınan aktüer ve maluliyet raporlarına karşı davalı, itiraz hakkını kullanamadığından savunma hakkı kısıtlanmıştır. Anayasanın 36., HMK 27 (HMUK 73) maddelerinde de açıklanan savunma hakkını kullanabilmesi için Mahkemece davacının maluliyetinin belirlenmesi için olay tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun rapor alınması, bundan sonra alanında uzman aktüer bilirkişiden tazminat hesabı konusunda rapor alınması, alınan raporların bir örneğinin davalıya tebliğ edilmesi, davalıya iş bu raporlara itiraz imkanı tanınması zorunludur. Kamu düzenine ilişkin bu yönün gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 24/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.