MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 08/04/2013NUMARASI : 2013/239-2013/161Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından verilen 22.03.2013 gün, 2013/58-5 Esas, 2013/498 Karar sayılı kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davacının işleteni olduğu, davalıya kasko sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında hasarlandığını belirterek, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 46.500,00.-TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalı Anadolu Türk Sigorta A.Ş. vekili, sürücünün Y..D.. olduğunu, kazada vefat eden Y..D..'nin aracı uyuşturucu madde etkisi altında kullandığını, bu durumun teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek talebin reddini savunmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonunca, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; aracın sürücüsünün Y.. D..olduğu ve kazada vefat eden Yaşar'ın aracı uyuşturucu madde etkisi altında kullandığı, bu duruma göre sözkonusu kaza sonucu oluşan hasarın teminat kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş; karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.Diğer taraftan, mülga TTK 1282. (yeni TTK md.1421) maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı mülga Yasa'nın 1281. (yeni TTK md.1409) maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan "teminat dışında kalan zararlardan" olması gerekmektedir. Keza, Kasko Sigortası Genel Şartları B.1.5. maddesine göre, sigortalı, sigortacının isteği üzerine rizikonun gerçekleşmesi nedenlerini ayrıntılı şekilde belirlemeye, zarar miktarı ile delilleri saptamaya ve rücu hakkının kullanılmasına yararlı bilgi ve belgelerin gecikmeksizin sigortacıya vermekle yükümlüdür.Görüldüğü gibi, ihbar yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilmemesinin müeyyidesi genel şartlarda düzenlenmediği gibi bu husus rizikonun teminat dışında kaldığı haller arasında da sayılmamıştır. Bu halde, konunun TTK'nin 1290 ve 1292/son madde hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Buna göre, sigorta ettiren kimse kasten ihbarda bulunmamış ise sigorta haklarını zayi edeceği, kusurunun bulunması halinde ağırlığına göre sigortacının ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde, sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki, teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği sigortacı tarafından somut delillerle kanıtlanılırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; trafik kaza sonrası araç sürücüsünün değiştirilip değiştirilmediği, araç sürücünün davalının iddia ettiği gibi Yaşar Düzce mi yoksa davacının iddia ettiği Selçuk Kayaş mı olduğu noktasında toplanmaktadır.Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, kaza tespit tutanağına göre araç sürücüsü olarak Yaşar Düzce belirtilmiş, ancak söz konusu kazaya ilişkin olarak Kocaeli 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 31.01.2013 tarih, 2012/836 esas, 2013/52 karar sayılı dosyasında, kazada vefat eden Yaşar Düzce'nin vefatı nedeni ile taksirle ölüme neden olma suçundan sanık olarak Selçuk Kayaş yargılanmış ve sürücünün Selçuk olduğu kabul edilmiş, ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti kararında sürücünün Y..D.. olduğu yönünde değerlendirme yapılmış ise de dayanak olarak gösterdiği deliller bu sonuca varmaya yeterli nitelikte değildir. O halde Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetince yapılacak iş; kaza tespit tutanağını tanzim eden tutanak mümzilerinin tanık olarak dinlenilmesi, ayrıca Kocaeli 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 31.01.2013 tarih, 2012/836 esas, 2013/52 karar sayılı dosyasının celbi ile bu dosyada dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamında bulunan delillerin değerlendirilmesi ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetince sürücü olarak kabul edilen Y..D..nin uyuşturcu madde etkisi altında olduğu belirlenmiş olması karşısında, sürücüde bulunan alkol veya uyuşturucu madde oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, tahkim komisyonunca nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla kazanın salt (münhasıran) uyuşturucu madde etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, uyuşturcu madde dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına uyuşturcu madde etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı B..İnş. Nak. Tur. Oto. Gemi Yat Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.2.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.