Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2171 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4114 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :..........Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, 09.06.2012 tarihinde müvekkil .........’ye zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, ...’ya ait, sürücü ... idaresindeki .......... plakalı aracın aşırı sürat nedeniyle kontrolden çıkarak müvekkiline çarpıp ağır yaralanmasına sebep olduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirterek, tedavi gideri için 200,00 TL, geçici işgöremezlik için 400,00 TL, sürekli işgöremezlik için 400,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın (sigorta şirketi için poliçe teminatı ile sınırlı)kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiş, 10.03.2014 havale tarihli dilekçe ile maddi tazminat istemini 9.745,93 TL’ye ıslah etmiştir.Davalılar ... ve ... vekili, kazanın davacının dikkatsiz ve tedbirsiz olarak tehlikeli biçimde araç yolunda yürümesinden kaynaklandığını, olayın meydana gelmesinde davacının tamamen kusurlu olduğunu, davacının olay sonrası basit tıbbi müdahale ile iyileşecek şekilde yaralandığını, fonksiyon kaybının bulunmadığını, talep olunan manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.Diğer davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat yönünden; 9.545,93 TL'nin davalılar ... ve ... için 09.06.2012 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi için ise 27.09.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine, tedavi gideri kalemine yönelik fazla istemin reddine, manevi tazminat yönünden; 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...'dan 09.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Kaza tespit tutanağında davalı sürücü ...’in 2918 sayılı KTK’nin 52/1-b, 84/12 maddelerinde öngörülen “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” ve “Park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma” kuralını ihlal ettiği, davacı yaya ... ise “yol içinde koşmak, yürümek, oynamak, oturmak” kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir. 14.02.2014 tarihli makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda davacı yaya ve sürücü %50’er oranında kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır.Mahkemece, davalı ... ve ... vekilinin kusur raporuna ilişkin itirazı reddedilerek 14.02.2014 tarihli raporundaki kusur oranına göre karar verilmiştir.Aynı trafik kazası ile ilgili olarak Dairemizin 24.2.2016 tarih ve 2015/12730 esas -2016/2173 karar sayılı ilamı ile onanan.......Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/302 esas-2015/169 karar sayılı dosyasında alınan kusur raporlarında; Makine Mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 03/07/2014 tarihli rapor ile; davalı sürücü ...'in meydana gelen kazada %50oranında kusurlu bulunduğu, yaya ...'un ise olayda %50 oranında kusurlu bulunduğu, Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi'nin 26/11/2014 tarihli raporu ile; davacı tarafın sürücüsü ...'in %75 oranında kusurlu, davalı yaya ...'un ise %25 oranında kusurlu olduğu, Karayolu Genel Müdürlüğü Emekli Trafik Fen Heyeti tarafından düzenlenen 02.03.2015 tarihli kusura ilişkin raporda davalı sürücü ...'in %25 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya ...'un ise %75 oranında kusurlu bulunduğu ve raporda yer alan kusur tespitine ilişkin nedenler ve belirlenen kusur oranı gerçekçi, olaya uygun, denetime ve hüküm vermeye elverişli görüldüğünden önceki iki rapor arasındaki kusura ilişkin çelişkiyi de giderici mahiyette olduğundan kusura ilişkin en son üçlü bilirkişiden alınan heyet raporuna itibar edilmiş verilen karar Dairemiz kararı ile onanmıştır.Mahkemece hüküm kurmaya elverişli olmayan kusur bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru değildir. Özellikle aynı kaza nedeniyle davacı.......ve davalı ... arasında derdest olan......... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/302 esas-2015/169 karar sayılı dosyada alınan tüm kusur rapor suretleri dosya için alınarak, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek uzman bilirkişi kurulundan kusur dağılımına ilişkin, önceki kusur raporları ve tüm dosyadaki delillerin değerlendirildiği, gerekçeli denetime elverişli kusur rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.2-Bozma neden ve şekline göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.