Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı L…… Factoring Hizmetleri A.Ş. ile Kısmet ve Abdulhaluk vekilleri davalılardan Reşat Sergin'in müvekkillerine olan borcu nedeniyle yapılan icra takibinde borcuna yetecek haczi kabil malının bulunamadığını ancak kendisine ait Narlıdere ilçesinde kain 81 ada 69 nolu parseldeki 1. kat 3 nolu bağımsız bölümü işçisi olan Ali Rıza'ya, Konak ilçesinde kain 6255 ada 5 nolu parseldeki 2 nolu bağımsız bölümü ise Bayraktar 'a alacaklılardan mal kaçırma amacıyla sattığını öne sürerek yapılan bu tasarrufun iptalini talep etmiş, ayrı ayrı açtıkları davalar birleştirilmiştir. Davalılar taşınmazların satışına ilişkin tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığını, satışların gerçek olup kötü niyetli olmadıklarını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece borcun satışlardan sonra doğduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerindeki tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalar elinde kati yada geçici aciz vesikası bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Davacılardan Abdulhaluk ve Kısmet tarafından girişilen icra takibi sebebiyle alınmış bir aciz vesikası bulunmadığı gibi yargılama sırasında da ibraz edilmemiştir. Aciz vesikasının varlığı davanın görülebilme koşulu olup mahkemece resen nazara alınması gerekir. Mahkemece bu yönün gözetilmemiş olması doğru değildir. Öte yandan tasarrufun iptali davalarında borcun doğum tarihinin iptali istenen tasarruftan öncesine ait olması gerekir. Başka bir anlatımla borcun doğumundan önce yapılan tasarruflar iptal davasına konu olmaz. Somut olayda, icra takibinin dayanağını 9.12.2005, 21.12.2005, 23.11.2005 ve 28.12.2005 tarihli çeklerin oluşturduğu, dava konusu tasarrufların ise 8.9.2005 ve 9.11.2005 tarihlerinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda tasarrufların görünürdeki alacak tarihlerinden önceki tarihlerde yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak çek bir ödeme vasıtası olup, dayandığı hukuki ilişkinin ve borcun doğum tarihinin, iptali istenen tasarruf tarihinden önceye ait olması durumunda, diğer koşulların bulunması halinde tasarruf iptale tabidir. Başka bir deyişle, alacağın çekin keşide tarihinden önce doğmuş olması her zaman mümkündür. Nitekim, ispat yükü kendine düşen davacılar vekili, alacağın çekin keşide gününden önce doğduğunu ileri sürerek 5.12.2006 tarihli dilekçesinde buna ilişkin delillerini bildirmiştir. Hal böyle olunca mahkemece bildirilen deliller toplanarak taraflar arasındaki temel ilişki incelenip çekin düzenlenme nedeni olan alacağın hangi tarihte doğduğu saptanmalı, borcun gerçekten satıştan sonra doğduğu sonucuna varılırsa davanın şimdiki gibi reddine karar verilmeli, şayet borcun satıştan önce doğduğu anlaşılırsa o takdirde İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde yazılı koşulların olayda gerçekleşmiş olup olmadığı araştırılıp hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 19.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.