MAHKEMESİ :Elazığ 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ :22/11/2011NUMARASI :2010/117-2011/607 Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı 3.kişi vekili, Elazığ 3.İcra Müdürlüğünün 2009/6877 sayılı takip dosyasından, davacıya ait işyerindeki malların 05.04.2010 tarihinde haczedildiğini belirterek İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir. Davalı alacaklı vekili, ödeme emrinin haciz adresine tebliğ edildiği, borçluların davacı şirektin ortağı olduğu ve davacı şirkete ortaklık vaadi ile 900.00 Ero aldıklarını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlular, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, borçluların davacı şirketin ortakları oldukları, tüzel kişilik unsurundan yararlanarak borçtan kurtulmak için muvazalı işlem yaparak davacı 3.kişi şirketin hak iddia edemeyeceğini ve bu tür davranışların iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devam?? maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu haciz 05.04.2010 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği adresde yapılmıştır. Ticaret sicil kayıtlarından borçlu ve davacı şirket ortakları arasında organik bağ olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda İİK'nun 97/a maddesi 2.cümlesi gereğince borçlu ile 3.kişi malı birlikte elde bulundurmaları halinde de mal borçlu elinde sayılır ve mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararınadır. Karine aksinin davacı 3.kişi tarafından hertürlü delille ispatlanması olanaklıdır. Davacı 3.kişi, borcun doğumundan önce 2006 yılında kurulmuş, kuruluş ve borcun doğumu sırasında sadece borçlu H.. S.. ortak iken borcun doğumundan sonra M.Z..S..r da ortak olmuş ise de borçlulardan ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduğu açıktır. Davacı şirket hacizli mallara ilişkin olarak borcun doğumundan önce düzenlenmiş 2006 ve 2008 yılına ait faturalar sunmuştur. Yapılacak iş, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile faturaların hacizli mala uygun olup olmadığı tesbit edilerek ,uygun bulunması halinde, davacının tacir olup ticari defter tutmakla yükümlü olduğundan faturaların ve hacizli malların ticari defterlerinde kaydı olup olmadığı araştırılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 18.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.