Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2099 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10807 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :.........Asliye Hukuk MahkemesiBİRLEŞTİRİLEN DAVA MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Esas ve birleştirilen davanın davacı vekili,davalı borçlu ...............'in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 17.10.2012 tarihinde kayınvalidesi davalı ...'a, bedelini ödeyerek oğlu ... adına tescil ettirdiği ...... plakalı aracı da 13.11.2012 tarihinde kayınpederi davalı ...'a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili, davacının müvekkili borçlu ile arasındaki ticari ilişkiyi açıklaması gerektiğini, dava konusu taşınmazın üzerindeki ipotekle birlikte müvekkili ... tarafından 140.000 TL bedelle alındığını, dava konusu aracın ise müvekkili ... tarafından borçludan değil dava dışı 3.kişiden alındığını, daha sonra müvekkili.....'e satıldığını, dava konusu taşınmazın borçlunun haline münasip tek evi olduğundan dava konusu yapılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava konusu taşınmaz ve aracın satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen gerçek değerleri arasında misli fark bulunduğu, davalıların yakın akraba oldukları, yapılan tasarrufun gerçek iradeyi yansıtmadığı gerekçesiyle esas ve birleştirilen davanın kısmen kabul kısmen reddi ile...... plakalı araçla ilgili talebin reddine, dava konusu taşınmazla ilgili davalılar arasındaki 17.10.2012 tarihli tasarrufun davacının 2012/9542 ve 2013/4 sayılı takip dosyalarındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, borçlu hakkındaki icra takiplerinin kesinleşmiş olmasına, alacağın gerçek olmasına, borçlu ile davalı ... arasındaki yakın akrabalık nedeniyle dava konusu 17.10.2012 tarihli tasarrufun İİK'nun 278/3-1 ve 280/1 maddelere göre iptale tabi bulunmasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Dava konusu ......... plakalı araçla ilgili esas ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Anılan araçla ilgili olarak davacı vekili, anılan aracın bedelinin borçlu tarafından ödenmesine rağmen oğlu ... adına tescil edildiğini, 13.11.2012 tarihinde de ... tarafından dedesi davalı ...'a satıldığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir. Bedeli borçlu tarafından ödendiği halde alınan malın borçlunun malvarlığına girmeyip 3.kişinin adına somut olayda borçlunun oğlu ... adına tescil edilmesi halinde bu durum borçlunun 3.kişi lehine yaptığı bir kazandırma (nam-ı müstear) olup koşulların bulunması halinde iptale tabidir.HMK’nun 297/1-c maddesine göre mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi zorunludur. Yine Anayasanın 141/3 maddesi hükmü de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gereğini düzenlemektedir. Kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığı anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nun 428.maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanır. Diğer bir ifadeyle Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Mahkemece dava konusu araçla ilgili ret gerekçesi açıklanmadığı gibi bu yöndeki deliller de yeterince toplanıp değerlendirilmemiştir. O halde mahkemece dava konusu araçla ilgili olarak dava konusu aracın davalı ... tarafından kimden alındığının tespiti amacıyla ilgili Trafik Tescil Büro Müdürlüğü ve Noterliğe müzekkere yazılarak tescil ve satış belgeleri istenerek davalı ...'a yapılan tasarruf ile davalı ..... ile dedesi ... arasındaki 13.11.2012 tarihli tasarrufun İİK'nun 277,278,280 .maddeler gereğince iptale tabi olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.3-Tasarrufunu iptali davalarında harç ve vekalet ücreti takip konusu alacak miktarı ile (Kat'i aciz belgesine bağlanmış ise bu miktar)iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanır. Somut olayda iptali istenen taşınmazın tasarruf tarihindeki değeri 123.000 TL, takip konusu alacaklar ise esas davadaki takip dosyası yönünden 1.4.2013 tarihli kati aciz belgesine göre 38.557,91 TL, birleşen dava yönünden ise 20.3.2013 tarihli kati aciz belgesine göre 35.466,90 TL'dir. Bu durumda alacak miktarı tasarruf değerine göre daha düşük olduğundan mahkemece esas dava yönünden 38.557,91 TL, birleşen dava yönünden ise 35.466,90 TL üzerinden harç hesaplaması, davacı vekilinin temyiz dilekçesindeki beyanı ve kabulü doğrultusunda davacı için esas dava yönünden 33.000 TL, birleşen dava yönünden 32.750 TL üzerinden nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken harç miktarının fazla, vekalet ücretinin az hesaplanması doğru görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.