MAHKEMESİ : Çubuk Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/06/2012NUMARASI : 2011/236-2012/336 Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı M.. A.. ve C.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu İ.. T..'ın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı üç taşınmazı 7.4.2006 tarihinde davalı M.. A..'ya, M.. A..'nın bu taşınmazlardan ikisini 31.10.2006 tarihinde davalı M.. A..'a, birini de 8.3.2007 tarihinde borçlunun damadı davalı B.. Ü..'a, M.. A..'ın taşınmazlardan birini 20.11.2006 tarihinde davalı C.. A..'a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince iptaline, iptal koşullarının oluşmaması halinde BK'nun 18.maddesi gereğince tapu kayıtlarının iptali ile eski hale getirilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu vekili, aciz belgesi sunulmadığını, tasarrufların borçtan önce ve bedelle yapıldığını, davanın süresinde açılmadığını,satışların gerçek olduğunu, iptal koşulları bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı M.. A..,borçlunun hatırına binaen taşınmazları hacizden kurtarmak amacıyla üzerine aldığını, taşınmazları alırken para almadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı M.. A.. vekili, takip konusu senetlerin tanzim ve vade tarihlerinin sonradan doldurulduğunu,alacağın muvazaalı olduğunu, davacı ve borçlu Çubuk'ta oturmasına rağmen takibin İzmir'de yapılması, vadeden iki yıl sonra takibe geçilmesi, Cemal'e satılan taşınmaz üzerine bina yapılmasına ve davacının bunu bilmesine rağmen bunca yıl beklemesinin alacağın muvazaalı olduğunu gösterdiğini, davacı tarafından borcun dayanağının ispatlanması gerektiğini, aciz belgesi sunulmadığını, dava konusu taşınmazları iyiniyetli 4.kişi olarak 54.000,00 TL bedelle aldıklarını, Cemal'e Sattıkları taşınmaz üzerine Cemal tarafından bina yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı B.. Ü.., kayınpederi olan davalı borçlunun kredi kullanması için taşınmazını ipotek ettiğini, ipotek borcunu kendisi ödediğinden alacağına mahsuben dava konusu taşınmazı aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı C.. A.., dava konusu taşınmazı iyiniyetli 4.kişi olarak emlakçı aracılığıyla 43.000,00 TL'ye aldığını ve üzerine bina yaptığını, borçluyu satıştan bir yıl sonra tanıdığını belirterek davanın reddini istemiştir.Davalı Abdullah Tutar savunma yapmamıştır.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazların tapudaki devir bedellerinin düşük olduğu, satışların borçtan sonra ve borçlu tarafından yapıldığı, borçlunun mal kaçırmaya yönelik devir işlemini yaptığı, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince iptali gerektiren işlemlerden olduğu, davalı M.. A.. vekili ile C.. A.. tarafından iyiniyet iddiasında bulunulmuş ise de tasarrufun iptali davalarında iyiniyet dikkate alınamayacağından adı geçen davaların iyiniyet savunmalarına itibar edilemeyeceği, davalı Cemal'in borçlunun damadı olduğu, usul füru arasındaki tasarrufların bağış hükmünde olduğu, borçlunun taşınmazları senetlerin keşide tarihinden sonra satmasının alacaklısına zarar verme kastını gösterdiği gerekçesiyle davalılar M.. A.., İ.. T.., M.. A.., B.. Ü.., C.. A.. hakkındaki davanın kabulüne, davalı A.. T..'ın borcun ve tasarrufun tarafı olmadığı gerekçesiyle hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm davalı M.. A.. ve C.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması,borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması,iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Somut olayda,takip konusu borcun 19.05.2005 ve 20.05.2005 tanzim tarihli senetlere dayalı olduğu, borçlu hakkındaki icra takiplerinin kesinleştiği ve borçlu hakkında düzenlenmiş 14.04.2011 tarihli kat'i aciz belgelerinin sunulduğu, iptali istenen tasarrufların borcun doğumundan sonra yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davalı M.. A.., dava konusu 755 ada 1 parsel ve 14 parseldeki taşınmazları 31.10.2006 tarihinde iyiniyetli 4.kişi olarak davalı M.. A..'dan aldığını belirmiş ise de davalı M.. A.. dava konusu üç taşınmazı borçlunun hatırına binaen üzerine aldığını, sonra bedelsiz olarak iki tanesini davalı M.. A..'a, bir tanesini de borçlunun damadı davalı B.. Ü..'a devrettiğini belirttiğinden ve davalı M.. A..'ın borçlu ile Çubuk gibi küçük bir ilçede oturması ve borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı M.. A.. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davalı C.. A.. vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dava konusu 755 ada 1 parsel 7.04.2006 tarihinde borçlu tarafından davalı M.. A..'ya, onun tarafından da 31.10.2006 tarihinde davalı M.. A..'a, onun tarafından da 20.11.2006 tarihinde davalı C.. A..'a satılmıştır. Davalı Cemal 5.kişi olarak taşınmazı almış ve aldıktan sonra da taşınma üzerine dört katlı bina yapmıştır. Davalı 5.kişi Cemal hakkında iptal kararı verilebilmesi için onun kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerekir. Somut olayda davacı tarafından davalı Cemal'in kötüniyetli olduğu yani borçlunun durumunu ve amacının bilen veya bilebilecek kişilerden olduğu ispatlanamadığı gibi nüfus kayıtlarından borçlunun damadı olmadığı da anlaşıldığından davanın Cemal yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, Cemal'in iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği ve borçlunun davamı olduğu gerekçesiyle hakkındaki davanın kabulü dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmediğinden hükmün davalı Cemal yönünden bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı M.. A.. vekilinin yerinde görülmeyen tüm temiz itirazların reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı C.. A.. vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün adı geçen davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3.475,15 TL kalan harcın temyiz eden davalı M.. A..'dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı C.. A..'a geri verilmesine 17.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.