MAHKEMESİ : Silopi Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/02/2013NUMARASI : 2008/270-2013/32Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalı tarafın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın müvekkillerinin desteğine çarpması neticesinde desteğin öldüğünü açıklayıp ıslah ile artırılan toplam 57.065,12 TL maddi, 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile 57.065,12 TL maddi, 7.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiz ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalmaya dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, destekten yoksun kalma nedeni ile maddi-manevi tazminat istemiyle dava açmakla beraber, dava dilekçesinde toplam 3.000 TL maddi, 7.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, ıslah ile maddi tazminat talebini 57.065,12 TL'ye yükseltmiş, bu miktarın ne kadarının hangi davacıya ilişkin olduğunu, talebinin ne olduğunu açıklamamış, mahkemece de bu talebi açıklattırılmadan hüküm tesis edilmiştir. Oysa; dava dilekçesinde taleplerin sarih ve anlaşılır bir biçimde belirtilmesi gerekmekte olup mahkemece, davacı tarafın her bir davacı için talepleri açıklanmadan ve her bir davacının haklarını ayrı ayrı göstermeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Kabule göre de; a-Dosya kapsamında bulunan Sosyal Güvenlik Kurumunun cevabi yazısına göre Bağ-Kur'lu olan desteğin hak sahiplerine toplam 64.911,20 TL peşin sermaye değerinin ödendiği belirtilmiştir. Mahkemece her bir davacı için ödenen peşin sermaye değerinin ayrı ayrı belirlenerek hesaplanan maddi tazminattan indirilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. b-Davacı vekili destekten yoksun kalma nedeni ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Manevi tazminatın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi teminatı kapsamı bulunmadığından bu yöndeki talebin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. c-2918 sayılı KTK.’nun 99/1. ve ZMSS Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğü kendisine riziko ihbarı yapıldıktan itibaren 8 işgünü sonunda başlar. Somut olayda, dosya kapsamından davalı B.. Sigorta A.Ş.’ye bu yönde bir müracaat olup olmadığı belli değildir. O halde mahkemece, davacılar vekilinden usulüne uygun olarak başvurusu olup olmadığının sorulması, başvuru mevcutsa başvurunun tebliğine ilişkin belgesi istenip ibraz edildiğinde tespit edilecek tarihe 8 iş günü eklenmek suretiyle bulunacak tarihten itibaren davalı sigorta şirketinin faizden sorumlu tutulması, başvuru yoksa en erken dava tarihinde temerrüde düşürüldüğünün kabulü ile, dava tarihinden itibaren faizden sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde olay tarihinin esas alınması da doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.