Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 18 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14747 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalı tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanan aracın 02/11/2012 tarihinde müvekkillerinin eşi/babası olan yaya destek ...’ye çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle davacılar için toplam 9.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve 1.000,00 TL cenaze giderinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini toplam 129.194,85 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili, davadan önce davacılara toplam 64.261,08 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna dayanılarak, murisin kusurunun davacılara yansıtılamayacağı gerekçesiyle 129.194,85 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dava, trafik kazasından kaynaklanan vefat nedeniyle maddi tazminatın tahsiline ilişkindir. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 Sayılı HMK'nun 2791. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Aynı kural HUMK’nın 389. maddelerinde de tekrarlanmıştır. Keza HUMK’nın 381. maddesinde de "kararın tefhimi en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur" hükmüne yer verilmiştir. Bu kurallar yargıda açıklık ve netlik prensibinin bir gereğidir.Somut uyuşmazlıkta mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre davacılar vekilinin harçlandırdığı ıslah dilekçesiyle talep ettiği toplam maddi tazminat miktarına hükmedilmiş ise de, öncelikle davacılar vekiline her bir davacının talep ettiği maddi tazminat miktarı açıklattırılarak hükümde her bir davacı için hükmolunan maddi tazminat miktarının ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken infazda da tereddüt doğuracak biçimde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2)Somut olayda, davacılar, yayaya çarparak ölümüne sebebiyet veren aracın trafik sigortacısına karşı dava açmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacı poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği, düzenlenmiştir.ZMMS sözleşmesi ile motorlu araç işletenin 3. kişilere verdiği zararlar nedeniyle onlara karşı olan hukuki ve mali sorumluluğu güvence altına alınmaktadır. Bu tür sigortada kazaya neden olan araç işletenin hukuki sorumluluğu güvence altına alınmış olduğundan sigortacının zarar giderim yükümlülüğünün de bu ilke çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.Buna göre, sigorta şirketleri sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti dahilinde zarar miktarından sorumludur. Yani sigortalının kusuru oranında sorumludur.HMK’nun 266. maddesi ve devamı maddelerine göre, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, mahkemece uzman bilirkişinin oy ve görüşüne başvurulması zorunludur. Trafik kazalarında tarafların kusur oranlarının tespiti ve hasar bedelinin hesaplanması uzmanlığı gerektiren konulardandır. Mahkemece, varsa ceza dosyası getirilerek konusunda uzman makine mühendisinden kusur oranlarının belirlenmesi suretiyle, davalının tazminattan sigortalısının kusuru oranında sorumlu olmasına göre sonucuna göre karar vermek gerekirken, somut olayda uygulanması mümkün olmayan davacılara kusur yansıtılamayacağı ilkesine göre kusur raporu alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı Ankara Sigorta AŞ'ye geri verilmesine 12.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.