MAHKEMESİ :...........Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiş, davalı ... vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 16.02.2016 Salı günü davalı ... vekili Av. ........ geldi. Davacı ve diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R-Davacı vekili, 80.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili, müvekkilinin kazaya karışan aracı kazadan çok önce haricen diğer davalı ...'e sattığını, müvekkilinin aracın işleteni olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davalı ..., usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya cevap vermemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalı-dır. Bu para tutarı asıl olarak ne tazminat ne de bir cezadır. Amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmak ve ruhi ızdırabını dindirmek olması nedeniyle tazminata benzer bir fonksiyonu vardır. O halde tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Dava konusu olayda, olayın meydana geldiği tarih, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, tarafların kusur oranları, davacının yaşı ve maluliyet oranı gibi nedenler dikkate alındığında, davacı için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı bir nebze hafifletebilmek için adalete uygun düşmemektedir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 16.2.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.