Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17585 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12831 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İzmir 11. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/03/2013NUMARASI : 2012/945-2013/156Taraflar Arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar Kuddusi Arıcı ve A.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu Kuddusi Arıcı'nın alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 20.9.2012 tarihinde kayınvalidesi davalı A.. A..'a sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptalini talep etmiştir.Davalılar vekili, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını, müvekkili Kuddusi'nin damadı ile davacının müvekkilini kandırarak takip konusu çeki keşide tarihi yazılmadan aldığını, daha sonra dava konusu taşınmazın müvekkilinin damadına devredilmesini istediklerini bu amaçla müvekkilinin evinin kurşunlandığını, davacının asıl borçlu hakkında hiçbir işlem yapmadığını, dava konusu evin borca mahsuben davalı Ayten'e devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre,davalıların damat-kayınvalide olduğu, dava konusu taşınmazda birlikte oturdukları, dava konusu tasarrufun İİK 278/3-1 gereğince iptale tabi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar Kuddusi Arıcı ve A.. A.. vekili temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.Somut olayda mahkemece davalı borçlunun aciz halinde olduğu, dava konusu taşınmazın borçlu tarafından kayınvalidesine satılmış olması nedeniyle iptaline karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Takip dosyasında borçlunun banka hesaplarında para olmadığı, adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığı anlaşılmakla birlikte; borçlunun davacı tarafından haciz konulan 35 .... plakalı aracı olduğu bu araçla ilgili kıymet takdiri yapılmadığı, bilinen adreslerinde haciz yapılmadığı anlaşıldığından aciz halinde kabulü isabetli görülmemiştir.Davalılar vekilinin ön inceleme duruşmasının yapıldığı günü içeren ancak mahkemece duruşmadan sonra geldiği belirlenen 21.3.2013 tarihli savunma dilekçesinde takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını, dava konusu taşınmazın dava dışı takip borçlusu Davut'a devri konusunda müvekkilinin tehdit edildiğini evinin kurşunlandığını, bu konuda şikayet dilekçesi verdiklerini beyan ettiği anlaşılmaktadır.Bu durumda öncelikle davacıya geçici ve kati aciz belgesi sunması için uygun bir süre verilmesi, davalılar vekiline cevap dilekçesinde belirttiği konularla ilgili delillerini sunması için süre verilmesi, bildirecekleri delillerin toplanması, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Kuddusi Arıcı ve A.. A.. vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Kuddusi Arıcı ve A.. A..'a geri verilmesine 2.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.