Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17157 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17976 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/03/2013NUMARASI : 2012/331-2013/261Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı Ö.. Otomotiv A.Ş. ve M.. Y.. vekili, davalı A.. Sigorta A.Ş. vekili ve davalı E.. İsviçre Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacılar vekili, davalıların sebep olduğu kazada müvekkillerinin desteğinin öldüğünü açıklayıp asıl davada fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000'er TL maddi, toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın, birleştirilen davada 1.000,00'er TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, asıl davada talebini ıslah ile V.. O.. için 81.498,83 TL'ye, M.. O.. için 9.921,19 TL'ye, Ö.. O.. için 17.754,47 TL'ye yükseltmiştir.Davalı A..Sigorta A.Ş. vekili, ilk primin ödenmediğinden müvekkilinin sorumlu olmadığını ileri sürmüş, ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.Davalı E.. A.. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Ö..Otomotiv A.Ş. ve M.. Y.. vekili, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.Davalılar E..İ..ve İ.. A.., davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalılar E.. İ.. ve İ.. A.. yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, asıl ve birleştirilen davada ıslah dilekçesi dikkate alınmak suretiyle davanın kısmen kabulü ile davacı V.. O.. için 69.728,78 TL, davacı Ö.. O.. için 13.388,92 TL, M.. O.. için 7.308,23 TL olmak üzere toplam 90.425,93 TL maddi tazminatın, V.. O.. için 10.000,00 TL, Ö.. O.. için 10.000,00 TL, M.. O.. için 7.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı Ö.. Otomotiv A.Ş. ve M.. Y.. vekili, davalı A.. Sigorta A.Ş. vekili ve davalı E.. İsviçre Sigorta A.Ş. vekilince temyiz edilmiştir.1- Dava trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma nedenine dayalı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.BK.nun 41. maddesinde haksız fiil tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararın tazmini istemi ile açacağı davaların, zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunduğu belirtilmiştir.Buna karşılık, 2918 sayılı KTK.nun 109/1. Maddesinde "Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar." hükmüne, yine aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir." hükmüne yer verilmiştir. 2918 sayılı Kanunun anılan madde hükmünde, gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. (HGK'nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705 ve HGK'nın 16.04.2008 gün, 2008/4-326-325 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.)Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 21.02.2003 tarihinde gerçekleşmiş, davacı vekilince ıslah talebi 11.01.2013 tarihli dilekçeyle yapılmış ve aynı gün harcı yatırılmış, birleştirilen dava ise 14.05.2012 tarihinde açılmıştır. Davaya konu trafik kazası sonucunda bir kişi ölmüş olup, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 Sayılı TCK'nun 102/4 maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 5 yıldır. Buna göre davada, kaza tarihiyle ıslah tarihi ve birleştirilen dava traihi arasında uzamış ceza zamanaşımı süresi de dolmuştur. Hal böyle iken, mahkemece ıslahla artırılan kısım yönünden ve birleştirilen dava yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, talebin tamamının kabulü yönünde yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.2- Bozma neden ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı A.. Sigorta A.Ş. vekilinin, davalı Ö.. Otomotiv A.Ş. ve M.. Y.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar Ö.. Otomotiv AŞ, M.. Y.., A.. A.. ve E.. Sigorta AŞ'ye geri verilmesine 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.