MAHKEMESİ : Düzce 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/01/2013NUMARASI : 2010/492-2013/19Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:-K A R A R-Davacı vekili, davalı borçlu M.. K..'nun alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 29.5.2008 tarihinde akrabası davalı S.. V..'a sattığını, anılan taşınmazın haczi için Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilen 6.3.2008 tarihli haciz müzekkeresinin yerine getirmemesi nedeniyle Tapu Sicil memuru hakkında soruşturmanın devam ettiğini, taşınmazın halen borçlu ve babası tarafından kullanıldığını, davalı Serkan'ın taşınmazı alabilecek ekonomik gücü olmadığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun TBK'nun 18 ve İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı borçlu M.. K.., satışın gerçek olduğunu, taşınmazı satıştan sonra boşalttığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davalı S.. V.. vekili, davanın süresinde açılmadığını, borçluyu satış aşamasında tanıdıklarını, taşınmazı satıştan üç ay sonra kiraya verdiklerini, aciz belgesi sunulmadığını, taşınmazı ipotekle birlikte rayiç değerden aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında fahiş fark bulunmadığı, davalı 3.kişi Serkan'ın kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir.Somut olayda edimler arasında misli fark bulunmadığı ve davalı 3.kişi Serkan'ın kötüniyetli olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli olan 17.400 TL ile bilirkişi tarafından belirlenen 70.940,46 TL arasında misli fark bulunmaktadır. Davalı 3.kişi tanıkları dava konusu taşınmazın 75.000 TL bedelle alındığını belirtmişler ise de bu konuda tapu dışı ödeme (banka dekontu, kredi belgesi, ipotek ödeme belgesi ...gibi) yapıldığı konusunda sunulan bir belge bulunmamaktadır. Davalı S.. V..'a tapu dışı ödeme yaptığına ilişkin delilleri sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. Davacı tarafından davalıların akraba olduğunun iddia edilmesi, davalı Serkan'ın halası olan ve tanık olarak dinlenen Kadriye Yahya'nın beyanı, davalı borçlunun dava konusu taşınmazı sattıktan sonra bir süre kira ödemeden taşınmazı kullanması gibi maddi olgular gözönünüde bulundurularak öncelikle davalıların aile nüfus kayıtları istenerek akraba olup olmadıklarının tespiti, tanık Kadriye'nin beyanı ve borçlunun taşınmazı bir süre kullanması durumunun İİK 280/1 madde kapsamında (davalı 3.kişinin, borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olup olmadığı) değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.