Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:- K A R A R -Davacı vekili, konut sigorta poliçesi ile müvekkili şirket sigortalısı dava dışı ...'ya ait taşınmazda kira sözleşmesi gereği davalı ...'in kiracı olduğunu, meskende davalıya ait buzdolabının elektrik kablosunun prizinin gevşek monte edilmesi ve fişin arışı ısınmasıyla meydana gelen ark neticesi fişin ve akımı taşıyan kablo izolelerinin tutuşmasından dolayı kısa devre yaparak çıkan yangın nedeniyle tespit edilen 9.804,60 TL hasar bedelinin sigortalı ....'ya ödendiğini, ödenen bedelin tahsili için davalı ... hakkında ....İcra Müdürlüğünün 2011/1472 sayılı icra dosyasıyla icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, bu nedenle davalının itirazının iptali ile yapılan icra takibine konu alacağın takip tarihinden itibaren yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu yangının meydana gelmesinde davalı-kiracının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı davalının kusurunun olmaması sebebiyle davacı sigorta şirketinin rücüen tazminat talebinin yerine olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1) Dava, konut sigorta poliçesi kapsamında ödenen bedelin rücuen itirazın iptali şeklinde istemine ilişkindir.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus" Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı sigorta şirketi olup, davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ... ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü:“Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürlür.” şeklindedir.Davanın,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlük tarihinden sonra 29/11/2011 tarihinde açılmış olmasına ve az yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olmasına göre mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili'nin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili'nin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 15/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.